Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dinden Uzaklaşmanın Hikayesi

Sekülerleşme

Volkan Ertit

Sekülerleşme Gönderileri

Sekülerleşme kitaplarını, Sekülerleşme sözleri ve alıntılarını, Sekülerleşme yazarlarını, Sekülerleşme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
230 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Ülkemizde bu alanda en yetkin kişi olan Volkan Ertit tarafından kaleme alınmış. Kolay okunma ve akademik olma arasındaki denge iyi kurulmuş. Çok istifade ettim. Kaynaklar ve örnekler çoğunlukla Batı’dan. Arada Türkiye’den örnekler de verilmesine rağmen Batı medeniyeti içinde yer almayan toplumlar pek ele alınmamış. Sekülerleşme hakkındaki çalışmalar neredeyse tamamen Batı dünyasında yapıldığı için bu durumu normal karşıladım. Sekülerleşmenin ne olmadığı güzel anlatılmış, özellikle laiklik kavramıyla farkı yeterince vurgulanmış. Bilimsel gelişmelerin, kapitalizmin ve kentleşmenin getirdikleri de iyi açıklanmış. Ülkemizin sekülerleşme, kapitalizm ve kentleşme ile ve sonuçlarıyla giderek daha fazla karşı karşıya kaldığı da dikkate alınınca, bu konular üzerine düşünen kişilerin okuması gereken bir kitap.
Sekülerleşme
SekülerleşmeVolkan Ertit · Liberte · 20146 okunma
Tüm dünyada heyecan uyandıran ABD'deki bu özgürlük mücadelesi kentli Siyahların babaları kendi anneleri gibi belli bir kırsal bölgeye hapsolmamaları nedeniyle gerçekleşmişti. ABD'nin Siyahları ikinci sınif vatandaş olarak gördüğü, onları otobüslerde Beyazlarla aynı yere oturtmadığı, Beyazlarla aynı tuvaleti kullandırtmadığı, Siyahların eğitim olanaklarını kısıtladığı yerleşik ve tutucu düzeni, ailelerine kıyasla daha mobil hâlde olan kentli siyahilerin mücadelesiyle yıkıldı. Amerika'daki irkçı düzene başkaldıran gençlerin ortak özelliklerinin kendi büyükbabalarına kıyasla daha mobil olmaları tesadüf değildi.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Mobilizasyonun sebep olduğu toplumsal değişimlerden üç tanesi sekülerleşme sürecinin de hızlandırıcısı konumundadırlar: Farklı yaşam şekillerine karşı hoşgörü geliştirmek, güç odaklarının ya da bilgi kaynaklarının çoklaşarak ağırlıklarını kaybetmesi ve kutsal mekanlara olan uzaklığın artması.
Sayfa 176Kitabı okudu
Kapitalizmle ortaya çıkan bu yeni yapı herkesi iş gücü haline getirirken bu değişim iki şekilde sekülerleşmenin hızlanmasına sebep olur. Birincisi, kapitalistlerin kâr etmek istemeleri nedeniyle din inancı kişilerin iş bulmalarında devletçi ekonomilere kıyasla daha az önemli hale gelir. Aynı iş yerinde ve semtlerde farklı inanç grupları bir arada çalışmaya ve yaşamaya başlarlar. İkincisi ise kadınlar da işgücü haline geldiğinden dini motiflere sahip eski geleneksel aile yapısı çözülmek zorunda kalır.
Sayfa 146Kitabı okudu
Sekülerleşme paradigması toplumların sekülerleştikçe daha ileri bir düzeye kavuştuklarını iddia etmez. Dinin toplumsal gücünün ve prestijinin azaldığı toplumların de facto olarak dindar toplumlardan daha ileride olduğunu iddia etmek, daha seküler toplumların daha mutlu, daha huzurlu ya da daha yaşanılabilir toplumlar olduğunu savunmak sekülerleşme paradigmasının alanına girmemektedir. Aksine, sekülerleşme paradigmasının en ünlü savunucularından olan Wilson (2000) sekülerleşmenin daha ilerici olmadığını, hatta huzursuzluğa neden olabileceğini ifade ederek şunları söylemektedir:
...bilimsel gelişmelerin yaygınlaşmasıi, endüstriyel kapitalizm kentleşme... Bu üç tarihsel olgu Protestan Reformu'nu ya da Rönesans'ı kendi tarihlerinde deneyimlemeyen diğer toplumların hayatlarında görülebilmekte ve aynen Avrupa'da olduğu gibi dinin güç ve prestij kaybetmesine neden olmaktadırlar.
Reklam
Söz konusu Avrupa Avrupa kökenli toplumlar ise, birbirinden bağımsız olmayan, farklı zamanlarda ortaya çıkmış olsalar da birbirlerinin ortaya çıkmasında tetikleyici olan yedi dinamik üzerinde durulması yanlış olmayacaktır: Rönesans (15. Yüzyıl), Protestan Reformu (16. Yüzyıl), mutlak monarşilerin ortaya çıkışı (16. ve 17. Yüzyıllar), Bilimsel Devrim (17. Yüzyıl), Aydınlanma Çağı (18. Yüzyıl), endüstriyel kapitalizm (18. Yüzyıl'ın ortasından 19. Yüzyıl ortasına kadar) be kentleşme (19. Yüzyıl). Bu tarihsel gelişmelerin Avrupa'da ve diğer ülkelerde neden olduğu değişime modernleşme denmektedir.
...laik olmayan devletler ile seküler yaşam tarzına sahip bireyler ya da toplumlar bir arada olabileceği gibi laik devletler de oldukça deseküler bireyler ya da toplumlar ile bir arada olabilir.
Sekülerleşme, laiklik gibi dayatılan bir proje değil, kendine özgü dinamikleri olan bir süreçtir.
Kısacası Fransız devrimcileri laicite adı altında tanımda belirtildiği gibi din ve devlet işlerini birbirinden ayırmadılar, yok etmek istediler ve yerine devleti koymaya çalıştılar.
Reklam
Sekülerleşmenin ölçülmesi için din inancına sahip olmak ya da olmamak değil, dinin günlük pratiklerimize eskiye nazaran ne kadar etki edip etmediği araştırılır. Dinin belli bir zaman diliminde modernleşmenin etkisiyle toplumsal etkisinin azalması ateist (tanrıtanımaz) ya da agnostik (tanrının var olup olmadığının bilinemeyeceğini savunan görüş) sayısında artışa sebep olmuşsa dahi vurgulanması gereken şey dinsiz olmak değil dinî daha az umursamak, dine karşı kayıtsız håle gelmek ve günlük pratiklerde dinin daha az referans noktası olarak alınmasıdır.