Gerçekten güzel bir kitap. Akademisyen yazar, sekülerleşmenin tanımını yaparak, sekülerizmin Avrupa ve Amerika'daki kısa tarihini ve bu kavramın geçirdiği dönüşümleri anlatıyor. Daha sonra, sekülerizmin; sosyal, siyasal, ekonomik, bilimsel boyutlarını ve zaman-mekân-algı ilişkilerini tek tek anlatıyor. Bunun yanında, sekülerizm ile laiklik/modernleşme/dindarlık gibi kavramlar arasındaki farkları da anlatıyor. Ve son olarak, Türkiye'de sekülerizmin pratiklerini inceliyor. Bu kitabın ana tezi, anladığım kadarıyla, Türkiye'nin sekülerleştiği yönündedir. Bu kitabın okunmasını elzem görüyorum. Çünkü gündelik hayatta, akademide, siyaset arenasında bir kavram kargaşası var. Kavram kargaşasını bitirmenin yolu bu kitabı okumaktır. Puan olarak, 9/10 veriyorum. Siyaset-bilimciler ve sosyologlar başta olmak üzere, sekülarizm kavramına merak eden herkesin kesinlikle okumasını tavsiye ederim.