“Kendi odasına girip de kapıyı kilitlediği zaman, aşağı katlardan gelen ayak sesleri koridoru dolduruyor, yandaki ve karşıdaki odaların kapıları gürültüyle açılıp kapanıyordu.”
İnsan dünyaya bir güzel an yaşamak için gelmiştir. Üst tarafı manasız tekerrürlerden ibaret. Bütün iştahlarımız, yemeklerimiz, uykularımız, çalışmalarımız birbirinin aynı. O güzel an bir daha tekerrür etmez.
Ne derin şehir, ne sessizlik! Burada hiç kimse de mi şarkı söylemez? Hiç kimse de mi öksürmez? "Anne!" diye bağıran bir tek çocuk yok mudur? Rüzgâr da mı köşeyi dönerken susar?
İnsan yeni bir lüks otomobil gibi temiz, tertipli, cilâlı yaşamalı. Bütün frenleri tutmalı. Hiçbir yere çarpmadan, kendini de, başkasını da hırpalamadan, hayatta yarış değil, gezinti süratiyle koşmalı.
Evvela belirtmek isterim ki kitap eğer sıkı bir polisiye okuruysanız daha ortalarındayken kendini size ele verecektir. Fakat bu yine de kitabın güzelliğini bozmaz yalnızca zedeler. Kitabın akıcılığı, Peyami Safa'nın dil ve üslubu, derin psikolojik analizler kitabı fevkalade bir eser yapıyor.
Benim bilhassa özel hayatımdaki birtakım meselelerin kitaptaki karakterler üzerinden tekrar yorumlamamla, bana farklı bir bakış açısı kazandırdığını söyleyebilirim. Karakterlerdeki hülyalı yaklaşımlar, iyiye veyahut kötüye yormalar, olağandışı kadınların cazibesi ve nihayetide her şeyin aslında basit bir gerekçeye dayanması beni tatmin etti. Bir okuyucusu olarak eğer kitaptan ne ders çıkardın diye soracak olsanız şunu söylerdim: fazla romantizm göz çıkartır. Her görüntüyü, davranışı ulvi bir hareket sanarak romantize etmek insanı sadece bir aptallığa tutsak eder. Velhasılı kelam Türkçe için, hayat için ve dahi ibret için okuyunuz efenim.
Selma ve GölgesiPeyami Safa · Alkım Basım Yayın · 20172,867 okunma