Sözler ve Alıntılar
Hz. Aişe'den rivayet edildiğine göre, Rasulullah (aleyhi's-salatu ve's-selam) şöyle buyurmuştur:
“Güç yetirebileceğiniz amelleri yapmaya gayret ediniz. Allah usanmaz da siz usanırsınız. Allah katında amellerin en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır."
(Ebu Davud, Tatavvu, 27)
Üç Kız Çocuğunu Yetiştirene Cennet Vardır
Çocuk yetiştirilirken erkek olsun kız olsun, ayrım yapılmaksızın fıtratına ve meşrebine göre ilgilenmek gerekir. Evlat sahibi her anne baba çocuklarının edep ve terbiyelerinin Allah (celle celaluhu) ve Rasulü'nün (aleyhi's-selatu ve's-selam) istediği gibi olmasına gayret etmeli, özellikle kız çocuklarının yetiştirilmesine daha özen göstermelidir. Zira onlar geleceğin neslini yetiştirecek anne adaylarıdır. Kız çocuklarını İslam'a
uygun yetiştirenlere müjdeler vardır. Peygamber Efendimiz (aleyhi's-selatu ve’s-selam) kız çocuklarının terbiyesiyle ilgili şöyle buyurmaktadır:
"Bir kimse üç kız çocuğunu yetiştirip terbiye eder de
(zamanı gelince) onları evlendirirse; onlara iyilik, ihsan ve ikramda bulunursa, o kimseye cennet vardır."
(Ebu Davud, Edep, 130)
Özen Göstermeyenin Abdesti Geçerli Olur
Mu?
Abdestte yüzü, dirseklerle birlikte kolları yıkamak, başı mesh etmek ve ayakları topuklarla birlikte yıkamak farzdır. Yıkanması gereken organların, kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması ve başın dörtte birinin mesh edilmesi durumunda abdest geçerlidir. Zaruret olmadan bu organlardan az da olsa bir miktarı kuru kalırsa abdest sahih/geçerli olmaz. Peygamberimiz (aleyhi's-salatu ve's-selam) abdest alırken ayaklarını yıkayıp ökçelerine su ulaşmayan birisini gördüğünde:
"Vay bu ökçelerin ateşten haline!" (Buhari, Vudu, 27; Müslim, Tahare 25) diyerek uyarıda bulunmuştur.
Yine Peygamberimiz (aleyhi's-salatu ve's-selam); abdest alıp da ayağında tırnak kadar bir yer kuru kalan birisi yanına geldiğinde ona:
"Dön de abdestini güzelce al" buyurmuşlardır. (Müslim,
Tahare, 31; Ebu Davud, Tahare, 67; İbn Mace, Tahare, 139)
Nasihat Çocuğun Manevi Gıdasıdır
Çocuk doğduğu zaman maddi gıdaya, biraz büyüdüğünde de manevi gıdaya ihtiyaç duyar. Maddi gıdanın en iyisi anne sütü, manevi gıdanın en iyisi ise dini öğütler ve bilgilerdir. Çocuk etrafını tanımaya başladıktan sonra manevi yönden de gıdalanma başlar. Etrafında olanı, anne babasından gördüklerini kaydeder. Bu sebepledir ki anne baba çocuğuna karşı dikkatli olmalı, helal gıda yedirmeli, iyi örnek olmak için çaba sarf etmeli, öğrenme yaşına geldiğinde İslam'ı anlatmalı, onu dini vecibelere teşvik etmeli, büluğ çağına girdikten sonra da ona güzel nasihatlerde bulunmaya devam etmelidir.
Hz. Lokman'ın (aleyhisselam) oğluna nasihati bu hususta anne babalara iyi bir örnektir:
"Yavrucuğum, namazını özenle kıl, iyi olanı emret, kötü olana karşı koy, başına gelene sabret. İşte bunlar, kararlılık gerektiren işlerdendir. Gurura kapılarak insanlara burun kıvırma, ortalıkta çalım satarak yürüme; unutma ki Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez. Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini yükseltme; çünkü seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır."
(Lokman, 17-19)
Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allah'ı zikretmek ve O'na yaklaştıran şeylerle, ilim öğreten alim ve öğrenmek isteyen öğrenci bundan müstesnadır.
Hadis-i Şerif
"Gaybın anahtarları Allah'ın yanındadır, başkası onları bilemez. Karada ve denizdenne varsa hepsini O bilir. O'nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki bir tek daneyi, yaş ve kuru ne varsa her şeyi bilir. Bütün bunlar, gerçeği tüm netliği ile gösteren apaçık bir kitapta yer almaktadır." (En'am, 59)
Kader konusunda güzel bir örnek;
Mesela sağanak yağışlı bir günde otoyolda arabanızla giderken kasksız motosiklet kullanan birinin son derece
hızlı bir şekilde yanınızdan geçtiğini düşünün. Hem güvenlik önlemini almamış hem de kaygan zeminde hız sınırını aşmış bu kişi hakkında "İlerideki kavşakta kaza
yapacak" diye bir yorumda bulundunuz. Gerçekten de o kişi az sonra kaza yapsa siz böyle söylediğiniz için mi kaza yapmış olur? Yoksa bu olay sizin şartları yorumlayarak, isabetli bir tahminde bulunduğunuz anlamına mı gelir?
O kişinin kaza yapacağıyla ilgili bizim ilmimizin varacağı son nokta nihayetinde hala tahminden ibaret iken, Allah Teala'nın ilminde kesin bir bilgi olarak mevcuttur. Ve o kişinin kaderinde bu şekilde yazılmış durumdadır. Nasıl ki biz tahmin ettiğimiz için o kişi kaza yaptı diyemiyorsak, kendi tercihlerinden bağımsız kaderi onu kaza yapmaya mecbur bıraktı da diyemeyiz.