Hadi gelin geçmişte unuttuğumuz kahramanlara, fark etmediğimiz kırgın bakışlara, sorumlulukları altında ezilen insanlara bakalım.
Semud'un Torunları, 13 buruk hikaye ile karşımıza çıkıyor. Bazıları öyle derine işliyor ki, dünyada bu kadar çok hüznün olduğunu hatırlamak ağır geliyor, kapıları kapatıp hüznü dışarıda bırakmak istiyorsunuz.
Biraz daha özele inip bazı öykülerden bahsetmek istiyorum. İsmini veren "Semud'un Torunları", Osmanlı askerlerinin Arabistan çöllerinde süren can mücadelesini en ürkütücü yanlarıyla dile getiriyor. Yaşanan olayları okurken kanınız donuyor.
"Çözemedik Gitti" ya da "Mustafa'nın Elleri"nde ailesi, çevresi tarafından anlaşılamayan, oradan oraya sürüklenen yani tutunamayan insanların hayatlarının bir bölümüne misafir oluyorsunuz.
Belki de beni en çok etkileyen" Bayram Sabahı", bir yetimin gözünden bayram sabahını anlatıyor. Yoksulluk, baba özlemi, annenin çaresizliği, o minik kalplerin hayallerinin bile sınırlı oluşu öyle tokat gibi çarpıyor ki yüzünüze, hayatın adaletsizliğine bir kez daha baş kaldırıyorsunuz.
Yaş almadan büyüyen çocuklar, gelin hepinize sımsıkı sarılayım.
.