Seven sevdiğinin kusurunu görmez zâhirî bir ifadedir. Çünkü gerçek muhabbet sevileni istenmeyen şeylerden muhafaza etmeyi, dünyada ve ahirette onun şanına leke sürecek şeylerden korumayı gerektirir.
Bil ki, her şahsın belli bir mizaç genişliği vardır. Bu mizaç, genişliğin iki tarafından birinin dışına çıkarsa bozulur ve sahibi helak olur. Bunun çaresi mizacı orta sınırda tutmak ve bunun dışına çıktığında buraya geri getirmektir ki, bu şekilde sahibi kendisinden fiiller sadır olurken, en faziletli halde olsun. Zira ahlâkın değişmesinin mümkün olması herkesin kendi mi-zacına nispetledir, başkasının mizacına nispetle değildir. Belki de değişme-sinin imkânsız olduğu görüşü, Zeyd’in ve Amr’ın halinin dikkate alınması sebebiyle değil, nefsü’l-emrde en faziletli halin dikkate alınması sebebiyledir.