Yalnız olmak sıradan. Güvenmemek hayat felsefem. Canımın yanması sorun değil. Cehennemde ıstırap gibiyken her gün, yaşamaya çalışmak zor değil rol yapmayı bilene. İçimdeki çocuk kaybetmiş benliğini. Ve hepsi benim suçum. Ne yaşamayı ne yaşatmayı bildim. Sadece salıncakta sallanmak istemiştim oysaki. Annemin saçlarımı taramasını, dizlerine yatırıp geçti kızım demesini istedim. Babamın çocukluğumu korumasını, kardeşimin yarı yolda bırakıp gitmemesini istedim. Bu bir kadının feryadı değil. Bu küçük bir çocuğun duymadığı, hissedemediği sevginin feryadı. Bu aslında bir feryat da değil. Bu bir suskunluk, güvensizliğin susturulmuşluğu…
Nasılsa anlatsam geçer dersiniz...
Yalnızlık diye bir kavram var hayatta. Kalabalığın içinde de yalnız kalabiliyor insan, tek başına kaldığında da. En çok ise sevdiklerinin arasında yalnız kalması kaybettirir insana kendini.
Hayırlı geceler canlar.Muhteşem bir şiir kitabı ile geldim.Tek kelimeyle bayıldım.Duygu yüklü şiirler içerisinde kendinizi kaybedeceksiniz.Çağla hocamızın şiirlerini okurken kendi iç sesinizi duyuyor gibi hissedeceksiniz.Hayattan,aşktan, özellikle de kadından izler göreceksiniz.Dobra dobra yürekten dökülen bu şiirler insanı öyle etkiliyor ki ister istemez kendinizi sorguluyorsunuz,diğer insanları sorguluyorsunuz.İç hesaplaşma yaşıyorsunuz.Bu şekilde insanı düşündüren kitaplar çok hoşuma gidiyor ve sizin de beğeneceğinize inanıyorum.Ayrıca şiirler serbest ölçü ile yazılmış.Özellikle de kitabın ismini taşıyan şiiri muhteşem.Şöyle bir tabir var şiirinde ; 'siyaha âşık bir kadın'.Çok beğendim bu tabiri.Zamanımızı düşünürsek en çok da siyahı sevmiyor mu zaten kadınlarımız.Alıntı yapacak olursam:
Gökyüzü küstü bana bu gece
Yıldızlar söndü,bulutlar bütün birikimlikerini toplayıp kapıma dayandı.
Gök gürledi bu gece
Yıldırımlar bütün sinirini çıkarırcasına düştü şehrime.
Bu gece iki ayrı ruh yandıkları ateşten uzaklaştı.
Bir taraf köz olurken bir taraf buz oldu.
Bir taraf can olurken bir taraf o canın celladı oldu
Gözden akan yaşlar yağmura karıştı,tuzla buz oldu