Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevdalı Buluşma

Kemal Özer

Sevdalı Buluşma Gönderileri

Sevdalı Buluşma kitaplarını, Sevdalı Buluşma sözleri ve alıntılarını, Sevdalı Buluşma yazarlarını, Sevdalı Buluşma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ordaydı, incecik bir sızıyla zaman zaman yoklayıp da anımsatmak için kendini.
atılan bir taşın suyu yeniden uyandırması gibi.
Reklam
İlk kez baktığımda ellerine üzgün damarlarını görmüştüm - bir yaranın üstüne eğilip de sağaltmak için çırpındığını yıllardır. Süzülüp geldiklerini görmüştüm umutsuz bir karanlığın balçığından - o balçığa dönmek üzereydiler yine. Görünür olmasa da o yarayı görmüştüm - köklerinin sarktığını yılların derinliğine. İlk kez tuttuğumda ellerini bir kuyunun dibine iner gibi olmuştum birlikte ağmak için yukardaki ışığa.
Adımız artık yazılabilirdi kapısına, bizimle anılabilirdi çünkü bu ev. Sen başka bir toprağa ayak bastıydın, ben yeniden keşfe çıktıydım ayak izlerimin yıllardır tanıştığı bir kenti. Başka bir ülkeden göç ettiydi senin genzini tutsak alan çiçek kokusu, benim bir aynanın kıyısına iliştirdiğim resimler yeni bir duvar edindiydi kendine. Sende başka bir yazgıdan arta kalan boşluğu, bende sancılanan gündoğumu dağladıydı sımsıcak bir ışıkla. Adımızı yazabilirdik artık, bunların hepsi de yeni bir adrese anahtardı çünkü.
Camın ardında o akşam, bir doğum öncesiydi beklediğim. Yere değen tekerlekleri uçağın bir nokta koymayacaktı çünkü yolculuğa. Kapısı açıldığında, yolcular inecek değildi yalnız merdivenden aşağı. Bir türlü yatışmak bilmeyen bir ürperti de gelip dayanmıştı aşılacak sınıra. Camın ardında o akşam, yalnız açılan kapıyla inen yolcuları değil o ürpertiyi de bekledim. İnanmakla inanmamak arasında gidip gelen kelebek bir seni havalara sıçratan sevince kondu bir beni yeniden kendime getiren heyecana - beklenenle bekleyen aynı anda doğmuştu.
işlemeyi unutmuştu saatler, onun gelmesini beklediğin evde. Gelen o değildi, toprağa elinle diktiğin bir fidanın senden uzakta ne kadar boy attığıydı, ne kadar duyarlı kaldığıydı anıların gölgesinde. Bir sesti, göz göze geldiğinde ne istediğini merak ettiren, bıraktığın yokluğa ne bedel biçtiğini. Ancak onunla buluşunca sorgu bitecek, saatler başlayacaktı işlemeye, yelken açan yüreğinin seni kıyısına getirdiği gecede.
Reklam
ellerinde gezdire gezdire çizgileri artık silinmeye yüz tutmuş bir kapı anahtarı gibi, anlatacak kimse bulamadığında karşısına oturup dertleştiğin artık yaşamayan sevgili bir anı gibi.
Bir fotoğraf kalacaksa bizden, biri ona baktığında bizi birbirimize aşılayan ikiz duyarlığımızı görsün Sözün örtüsünü açıp eylemi çıkarmak için ışığa her adımda sınavdan geçiren alınyazımızı görsün Yıkımın çarkı kırılsın da acıdan arınsın diye dünya onca çileye sabırla direnip kafa tutmamızı görsün Boğulan bir çığlık mı var zindan duvarları ardında kimse duymasa bile bizim duyacağımızı görsün Sessizliğe bürünse ortalık, herkes susacak olsa yine de kısılmayan bir sesle konuşan ağzımızı görsün Biri baktığında sevgilim bizden kalacak o fotoğrafa her sevinci bir hasatta devşirip yaşadığımızı görsün Yaşamın ürettiği sevinç ömrümüzün hasadıyla buluşunca birbirimizin yüzünde bir yıldıza baktığımızı görsün Bu sevdalı buluşmadan bir görüntü yansırsa yarına ona bakan yalnız bizi değil, bizde ışıyan o yıldızı görsün
tıpkı üstüne basıldıkça yeniden kanaması yaralı bir karanfilin
Konuşandan sökülüp alınmış sesi yürüyene bir tek acının yolu açık Ağıtlar soğutabiliyor ancak yüreği gözyaşına bir tek yanıt var o da ıssızlık
388 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.