Sevenlerin Şafağı

Louis Gardel

Sevenlerin Şafağı Quotes

You can find Sevenlerin Şafağı quotes, Sevenlerin Şafağı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Aşk diye bir şey var, aşk bütün şartları ve iradeleri aşar, iki insanı ışığıyla sarmalar.
Sayfa 72 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsanların kaygıları onları pek çok şeye bağlar; benim şu ölümlü dünyadaki tek kaygımsa, soylu bir varlığın dostluğudur - ayrı iki bedenin arasına Ruh gibi yerleşecek bir dostluk; böylelikle, maddesel bedenlerimiz birbirinden ayrı kalır, ama onları birleştiren, tek bir Ruh olurdu. BASHSHAR
Can Yayınları 3. basım: Ekim, 1998Kitabı okudu
Reklam
YAZARIN NOTU 13, 34, 35 ve 116. sayfalardaki alıntılar, Louis Massignon'un çevirdigi Hüseyin Hallac-ı Mansur'un Divanı'ndan alınmıştır. (Seuil Yayınları, dizi 'Points Sagesse', 1981). 37, 39, 47, 52, 67, 89, 90, 92, 93, 94 ve 95. sayfalardaki alıntılar, başlıca olaylar ve birçok ayrıntı, Andre Clot tarafından yazılan Muhteşern Süleyman adlı kitaptan alınmıştır. Bu biyografi, Robert Mantran'ın yönetiminde yayınlanan Osmanlı İmparatorluğu Tarihi (Fayard, 1989) adlı kitap ile birlikte benim tek belgesel kaynağım oldu. Tarihi doğrulara önem veren okurlar bu bilgilerden yararlanacaklardır. Süleyman, Hürrem ve İbrahim'in trajedisi, XVI. yüzyıldan beri, çeşitli edebi biçimlerle, birçok dilde, nice öyküye konu oldu. Bildiğim kadarıyla, bu örneklerin sonuncusu, Catherine Clement'ın La Sultane adlı romanıdır. (Grasset, 1981). Bu kitapları özellikle okumadım. Her şeyden önce etki altında kalmamak, bunun da ötesinde, seleflerimin yetenekleri karşısında bu romanı yazmaktan caymamak için; çünkü bir İstanbul rehberinde on beş satırlık özetini gördüğüm anda, bu konunun, bir 'Türk hikayesi'' kisvesi altında, kitaplarımın en özeli olacağını hissettim.
Sayfa 117 - Can Yayınları 3. basım: Ekim, 1998Kitabı okudu
Bilmek bir güçtür ama bilmemeyi bilmek de öyledir.
“Ayrıca, din iktidar için güçlü bir araçtı.”
İbrahim Korfu'ya yakın fakir bir kasabada balıkçı doğmuştu, balıkçı oğluydu. Cezayirli korsanlar tarafından kaçırılıp Manisa'da dul bir kadına satılmıştı. Bu kadın, küçük kölesinin olağanüstü yeteneklere sahip olduğunu hemen anladı. Yüzü, zeka, dürüstlük, cesaret ve sevimlilikle ışıldıyordu, öyle ki güzelliği tinsel bir nitelik gibi görünüyordu. Kadın onu toprak işlerinden uzak tuttu ve gözden düşmüş bir beylerbeyinin eski katibinden ona Türkçe okuma öğretmesini istedi. Kadının yaptığı iyi yüreklilikten değildi. O kendi çıkarının peşine düşmüştü. İyi olan tay, çayırda, hemcinslerinin önünde dörtnala gider, sahibi ona özenle bakar. Bir insan bir attan daha değerlidir, daha fazla kazanç sağlayabilir. Dul kadın karar vermişti: Küçük Yunanlısını devşirme okuluna verecekti. Okul, Boğaz'ın kıyısıpda, padişahın hüküm sürdüğü sarayın yakınlarındaydı, köylerde sancakbeyleri tarafından seçilen genç Hıristiyanlar, bu okulda imparatorluğa hizmet için yetiştiriliyorlardı. Çocukların seçiminde bir devlet memuru ve bir yeniçeri, sancakbeyine yardım ediyordu. Bu üç kişi, seçtikleri çocukları ailelerinden koparırken ender olarak kuvvet kullanmak zorunda kalıyorlardı. Kendileri de devşirmeydiler, onların gücü, bu zavallı insanların karşı koymalarını engelleyen çok iyi bir kanıttı. Oğullarının alınması için kavga bile edebilirlerdi.
Sayfa 9 - Can Yayınları 3. basım: Ekim, 1998Kitabı okudu
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.