Sevginin Halleri
Stephanie DowrickSevginin Halleri Sözleri ve Alıntıları
Sevginin Halleri sözleri ve alıntılarını, Sevginin Halleri kitap alıntılarını, Sevginin Halleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Aradığı
şeyi bulmak için içine bakacağına dışarıya bakması, onun kaderini
daha da acıklı kılıyor.
“Cesaret , Fransızca’da yüce gönüllülük anlamında da kullanılan bir kelime. Yüce gönüllü olmayan bir kimse tinsel bir değere de sahip değildir.”
Gerçeklik, ne yapıp edip benliğimizin bir tarafına yerleşmeyi iyi bilir. Onu yok saydığımızda, bilinçdışına ittiğimizde, o zaman bize kendini daha feci bir şekilde, belki bir ağrı, sancı, depresyon veya anksiyete, fiziksel veya zihinsel bir rahatsızlık veya gerçekliği yadsıma çabası büyük boyutlara ulaştığında, zamanla birikerek büyüyen duygusal acılar olarak gösterir.
Kahramanlık mitinin çeşitli biçimleri, içimizdeki arketip figürlerde savaşçı, yok edici, yaratıcı, hükümdar- hâlâ varlığını sürdürmekte ve sinema filmlerinde sürekli olarak yeniden üretilmektedir -bu filmlerde gördüğümüz kahramanlar her ne kadar insanlar üzerinde kuvvet kullanan türden kahramanlar olsalar da. Filmlerdeki bu kahramanların kendilerine ait bir yaşam deneyimleri olduğunu ve hayatlarını sürdürmeyi nasıl öğrendiklerini pek görmeyiz. Nasıl tahammül edeceklerini öğrenerek içlerinde yer etmiş derin korkuların baskılarından kurtulmayı başardıklarını pek görmeyiz. KAHRAMANLARIMIZIN BİR KADIN OLDUĞUNU İSE NEREDEYSE HİÇ GÖRMEYİZ.
Hayata bizden farklı bakan insanları anlamaya çalışmak şarttır.Ama o insanları anlamaya çalışmak harika ve oldukça da öğretici bir deneyim olabilir de. Neden kitap okur, evimizden çok uzaklara yolculuk eder, egzotik şeyler alır, sinemaya gider, müzik dinler, arkadaş, sevgili ve komşu ediniriz? Bütün bunları etrafımızı sadece kendi gözlerimizle değil, binlerce gözle görmek için, sadece kendi kulaklarımızla değil, binlerce kulakla dinlemek için, sadece kendi sesimizi değil, binlerce sesi duymak için yapmaz mıyız bir anlamda?
Hemen kaynaşıverdiğimiz insanlar olduğu gibi, görüşlerine ya da tavırlarına bir türlü ısınamadığımız insanların da olduğu doğrudur. Ama, kategorilere ayırma süreçlerimiz o kadar otomatikleşmiştir ki, hoşgörümüz ‘bizim gibi olmayan insanlar’ı, hayatlarında bizim hemen ilk anda büyük ölçüde reddedeceğimiz tavırlar gösteren insanları yargılamamıza yarayacak şekilde ifade edilir.
Ne kadar güvensiz koşullarda olursanız olun cesaret sizden hayatın ne kadar değerli olduğunu bizzat yaşayarak görmenizi ve hayatın değerli olduğunu ifade etmenizi talep eder. “Ne müthiş bir olaydır insan olarak doğmak!” diye yazar Budizm ’in kutsal metni Dhammapada’da. Bunun farkında olarak yaşamaktan daha büyük bir meydan okuma yoktur hayatta.
Sorunlar, hayatımız boyunca taşımaya alıştığımız için fark etmediğimiz fiziksel bir kusur veya dostlarımızla aramızdaki yıllara dayanan özel dil gibidir. Kendimizi bu kalıplar olmadan düşünemez hale geliriz. Bu, uzun zamandır alışık olduğumuz, ama kurtulmayı düşündüğüm üz şeyler için de geçerlidir.
Kaba bir materyalizmin egemen olduğu bir toplumda yaşıyoruz.
Hepimiz bunu isteriz. Sevgisiz yaşamak hepimiz için can sıkıcı ve tehlikeli bir şeydir.