Bu Çetin Akın fenomeniyle internette tanıştık. Bizim Türk Dış Politikası kitabını okumuş, övüyor sağ olsun, fikirler yürütüyor. Bir öğrendim ki, İzmirli bir uzun yol kaptanı imiş! Bu kadar birikim, hayret doğrusu.
Mektuplaşma devam ederken, bir gün, tanımadığım adamın birinden bir e-posta geldi. Ardından bir daha, bir daha. Bir gruba gönderiyor ve milliyetçi içerikte muazzam iddialı ve kışkırtıcı şeyler yazıyor. Bıraksan; Hint’i, Çin’i, Maçin’i fethedip dönecek. Merak ettim ve yanıtladım: “Kardeşim, sen ne kadar iddialı ve yanlış şeyler yazıyorsun? Kimsin allahaşkına sen? İstenmeden de yolluyorsun?”
Bir cevap geldi, itin önüne atsan yemez: “Ben böyle yazarım arkadaş. Ayrıca, istediğimi listeme koyar yollarım. İsteyen okur, istemeyen haber verir, derhal çıkartırım!”. En hırt familyasından bir dövüş horozu mübarek. Ben de fena değilimdir, dur şunun ağzının payını vereyim derken bir dikkat ettim adrese, yahu bu bizim Kaptan’ınkine benziyor!
Tahmin edersiniz; muhabbetimiz kavileşti. Bu arada Hazret “insana alıştı”, uzun yol maceralarını ufaktan anlatmaya başladı. Yahu, baktım; az görülür bir üslupla çok egzotik olaylar. Mesela, Malezya’da bir şoför haşat etme meselesi var, ancak horoz yapar horoz yazar. Bunlar yayınlansa, insanlar yutar gibi okur. Razı ettim, elinizdedir. Bu kıyağımı da unutmayın.
Baskın Oran