Kitabın arkasındaki tanıtım yazısının etkisiyle satın aldığım bir eserdi. Konunun ilginçliğinden (şeytanın insan kılığında dünyaya inişi ve insanla imtihanı) dolayı kitabın dini düşüncelere değişik bir eleştirel yaklaşım getireceği beklentisiyle okumaya başladım.
Yazar eserde, genel itibariyle insanın bir özeleştirisini yapmakla birlikte; insanın negatif temel özellikleri (bencil, ikiyüzlü, yalancı, sahtekar) üzerinde durarak, dünyada var olan adaletsizlik ile sahtekarlıklara dikkat çekmektedir. Dünyanın düşmanının (şeytanının) insanın kendisi olduğunu ve dışardan bir şeytana ihtiyaç olmadığı tezi üzerinde durulurken, şeytanın bir insan cüssesine bürünmüş bir şekilde dünyaya gelmesi durumunda da insan tarafından nasıl aşağılanacağı, aldatılacağı ve alt edileceği mizahi bir açıdan ele alınmıştır. Aşkın gücüne de dikkat çekilen eserde, şeytanın bile aşka karşı gelemeyeceği ve insanın bir servete sahip olmak adına ne denli alçalabileceği örnek üzerinde açıklanmaya çalışılmaktadır. Yazar, inceden de Batı medeniyetini bir batılı olan Amerikalı zengin gözüyle eleştirirken, özellikle dini motifler çerçevesinde Vatikan ve kilisenin izlemiş olduğu politikalar ve görüşler de alaya alınmaktadır.
Sonuç olarak, tanıtımından büyük beklenti içine girdiğim bu eserin ilahi bir çizgi ağırlığında yürümesini beklerken, şeytanın dünyadaki Meryem Ana’nın tasviri olan Maria’ya aşkı üzerinde yoğunlaşmasının beni şaşırttığını ifade etmek istiyorum. Tam anlamıyla istediğim verimi almamama rağmen okunması gereken değişik bir yapıt olduğuna inanıyorum.