Merhabalar. İlk defa bir kemirgenin otobiyografik romanını okuma heyecanı yaşadım. Yazar, kitapta bir sıçanın dünyaya ilk kez gözlerini açışından itibaren bir evin bodrumunda başlayan gizemli öyküsünü, acemilik dönemini, yavaş yavaş hayata karşı ustalaşmasını ve giderek yaşlandığı son dönemlerini baş karakter sıçanın kendi ağzından betimlemiş. Romanda sıçanın sürekli yer değiştirerek bodrumlar, fırınlar, kanalizasyonlar, bahçeler, gemiler ve tren kompartımanlarındaki hayat mücadelesini izliyoruz. Bu hikayede zaman zaman insanlarla ilgili olan savaşlar, yangınlar gibi dış etkilerin de sıçanın gözünden anlatımı var. Zaman zaman sıksa da ilgi çekici bir konusu var. İyi okumalar.
Bodrumda gördüğüm tuzaklar insanların sıçan avında olduğunu, onlara ihtiyaç duyduklarını gösteriyor. Eski ve hastalıklı sıçanları yenileriyle değiştiriyorlar.
Bütün hayatın bir kaçıştan ibaretti. Farklı kokun yüzünden, seni belirleyen yabancılığın yüzünden, onların bölgelerinde belirdiğin için senden nefret eden sıçanlardan kaçtın.
Tehlikelerle, denemelerle, mücadeleyle ve macerayla dolu bir hayat seni bekliyor. Çok daha öteye gideceksin, yalnızca geri dönmeyi çok daha fazla istemek için.