"Ülkemizde acımasız terör sürerken, yüzlerce binlerce Türk aydını, Türk devrimcisi, işçisi, köylüsü, genci, yaşlısı, avukatı, profesörü, mühendisi, doktoru, belki de Bulgaristan yolu ile gelen silahlarla, mermilerle öldüler; hiç düşünüldü mü?"
Tümü de serbest bırakılan sanıklardan Haydarpaşa Gümrük Müdür Vekili Ali Galip Kayıran , salıverilmesinden hemen sonra bir gazinoda gördüğü, kendisini bu olay nedeniyle gözaltına alıp sorgusunu yapan başkomisere kartını iliştirdiği bir şişe viski yolluyor, " görüyorsun ya yine hayatıma devam ediyorum" demek istiyordu.
Evet, "Kayıran"ların ve kayırılanların dünyası dönmeye devam ediyordu. Edecekti!
“Mafya, XIX.yüzyılın başında Sicilya’da kuruldu. Başlangıçta Sicilya’da siyasal amaçlı bir silahlı örgüt iken zamanla bu amaçtan uzaklaşarak, Cozca adı verilen hücrelerle çalışan bir terör çetesine dönüştü. İtalya’da egemenlik sağlayan mafya, faşizm döneminde Mussolini ile çatışmaya girdi.
1970 - 72 yılları arasında çeşitli anarşik eylemlerde kullanılan silahlar acaba, Telemen'in Türkiye'ye getirdiği silahlar mıdır? Bu konuda hiç olmazsa, birkaç balistik inceleme raporu var mı? Hayır onlar da yok.
Yapılan saptamalara göre,bu toplu kaçakcılık çetesi 1966-1973 yılına kadar,ülkemize 27 milyon 602 bin çeşitli mermi,70 bin 731 çeşitli marka tabanca sokuyor..."
Telemen, mektubunun bir yerinde " gençlerin birbirlerini vurup öldürmekte kullandığı silahlar, yurda kaçak sokulanlardır. Kaçakçılar, bu pazarı önce körüklemekte, sonra sömürmekte gençlerin canı pahasına para kazanmaktadırlar.