Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sinema Sanatına Giriş

Nijat Özön

Sinema Sanatına Giriş Gönderileri

Sinema Sanatına Giriş kitaplarını, Sinema Sanatına Giriş sözleri ve alıntılarını, Sinema Sanatına Giriş yazarlarını, Sinema Sanatına Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görüntünün büyük kütlesini güçlü çizgiler üzerine yığmak, en önemli bölümlerini güçlü noktalar üzerine toplamak yerinde olur. Ufuk çizgisini çerçevenin tam ortasına düşmesinden kaçınmalıdır. Omuz çekiminde gözler üst yatay güçlü çizgide ve genellikle güçlü noktaya yakın olmalıdır. Bir film kuşkusuz bir tablo değildir. Kurallar ancak hareketsizlikte eksiksiz uygulanabilir. Film görüntüleri hemen her vakit devinimli olduğundan bu kurallar da geçerliliklerini çok kez yitirir. Ama görüntülerinin güzelliğiyle dikkati çeken birçok filmde ve çerçevelemedeki ustalığıyla ün salan sinemacılarda bu kurallara uyar.
Sayfa 43 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Çerçevede altın oranlı güçlü noktalar
Çerçevelemede, özel bir etki sağlamak dışında, tam bir simetri göze hiç de iyi gelmez, sinemacı simetriden elden geldiğince kaçınır.'altın dikdörtgen’ bu konuda güvenilir bir dayanaktır; çünkü Mısır piramitlerinden Yunanistan’daki Parthenon’a, oradan yenidendoguş (rönesans) ressamlarına, oradan Picasso’ya dek uzanan örnekleri vardır. (yaklaşık 1,618) Öte yandan altın oran, Fibonacci dizileri ya da sayılarıyla da ilintilidir. Leonardo da Vinci’nin insan vücudu ve başı üzerinde altın oran araştırmalarını yansıtan çalışmaları vardır. (Vitrivus Adamı) Altın sayıya göre parçalara bölünen çerçevede güçlü yatay ve düşey çizgilerin kesişme noktaları güçlü noktaları verir.
Sayfa 40 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Reklam
Çerçeve: sinemacının tuvali
Sinemacının dünyaya açılan penceresi olan çerçeve, sinemacının içinde çalışması gereken alanı sınırlamaktadır. Ama bu sınırlamanın olumlu yönleri de vardır. Her şeyden önce, çerçeve sinemacıya bir seçim yapmak olanağını sağlar. Çevremize baktığımızda, görüş alanımızın içine giren her şeyi görebiliriz, bunların arasından, çoğunlukla, bir seçme yapmayız ya da yapamayız. Fakat sinemacı için durum böyle değildir. Görüntü çerçevesinin içine neyin gireceğini, bu çerçevenin dışında neyin bırakılacağını sinemacı kararlaştırır. Sinemacı neyin ne zaman bu çerçevenin içine girip ne zaman çıkacağını da kararlaştırır; hatta bunların çerçeveye nereden girip nereden çıkacaklarını da... Bütün bunlar ancak çerçeve var olduğu için olanaklaşmaktadır.
Sayfa 34 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
36 mm de altın oran
Güzel sanatlarda ‘altın sayı’ yardımıyla ‘altın oran’ı, ‘altın dikdörtgen’i oluşturan 1:1,618 oranına da çok yakındı (nitekim şimdi 35 mm.lik filme dayanan en kullanışlı geniş görüntülük işleminde 1:1,66 oranı kullanılmaktadır.
Sayfa 34 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Sinemada görüntüyü oluşturan başlıca ögeler
Görüntüyü oluşturan başlıca öğeler: çerçeve/çerçeveleme, görüntü düzenlemesi, görüş noktası, alıcı açısı, çekim ölçeği, oyuncu/oyun, çevre/ bezem, donatım/giysi/makyaj, aydınlatma, renk, içerik/izlek/ konu/oyunluk/dramatik yapı, devinim, ses, görünçlükleme/yönetimdir. Bu öğelerin her biri sinemacının önüne geniş kullanma olanakları çıkarır.
Sayfa 31 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Sinema dilini bilmek
Bütün diller gibi, görüntü dili, sinema dili de öğrenilmek ister. Sinema izleyicilerinin çoğu bu dili öğrenmek gerektiğini bilmezler; daha doğrusu çocukluklarından beri karşı karşıya geldikleri bu dili bildiklerini sanırlar. Günlük deneyimlerle edinilmiş bir sinema dili bilgisi, gerçekte sinema dilinin, sinema sanatının öğrenilmesi bir yana, bir sinema yapıtının anlaşılması, değerlendirilmesi için bile yeterli olamaz. Ben sinema dilini biliyorum, çünkü çocukluğumdan beri sürekli olarak film izlerim,” diyen izleyici, çocuğu Türkçe’den sınıfta kalan velilerin “Benim çocuğum Türkçeden nasıl sınıfta kalır? Türk değil mi, anadilini bilmez mi?" diye yakındığı zamanki yanlışına düşmektedir.
Sayfa 17 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Reklam
Sinema sanatını en kestirme yoldan öğrenmek: dilini öğrenmek
Sinema sanatını en kestirme yoldan öğrenmek için işe sinemanın bir dil ve anlatım aracı olarak taşıdığı özelliklerden başlamak gerekir. Sinema dili bildiğimiz dilden ayrı, yepyeni bir dildir. Sinema, konuşma ve yazı dilinin karşısına görüntü dilini; ses eklendiği vakit de, görsel-işitsel dili çıkarır. Görüntü dili bir bakıma bize çok yabancı sayılmaz. Görüntüyü sinemada kullanıldığı anlamda değil de daha genel anlamda ele aldığımızda, bu dille tanışıklığımız çok küçük yaşlara dek uzanır.
Sayfa 15 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Renkli Sinema
Sinemada asıl anlamındaki renkli filmlerin 1936’da başlamasına karşın, yaygınlaşması 1950’den sonradır. O zamana dek sinemacı görüntülerini siyahtan beyaza dek uzanan gri ayırtıları (nüans) içinde düzenlemek zorundaydı.
Sayfa 12 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Sinema: Çok Yönlü Bir Araç
Sinema hem resme hem sese dayanan bir görsel-işitsel imler (işaretler) dizgesidir, Sinema bir iletişim, bildirişim aracıdır, Sinema bir anlatım aracıdır: düşünceleri, duyguları, olguları aktarabilir; gerçek ya da kurmaca bir evreni yaratabilir, Sinema bir dildir: Bu dilin kendine özgü kuralları, özellikleri vardır. Ama aynı zaman; da ses öğesini de taşıdığından konuşma dili, müzik, doğal seslerle de desteklenen ve çeşitlenen bir dildir. Sinema, sanatların birleşimi, ‘tüm sanat’tır: Sinema, sanatların en gencidir. Bütün öbür geleneksel sanat kollarından sonra çıkmış, bunlardan da yararlanmıştır. Bu özelliğiyle ‘yedinci sanat’ adını alan sinema, aynı zamanda, sanatların bir birleşimidir de. Sinema bir araştırma aracıdır, Sinema bir eğitim-öğretim aracıdır, Sinema bir propaganda aracıdır, Sinema bir eğlence aracıdır,
Sayfa 7 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
Mutluluğun resmini yapabilen sanat: sinema
Nâzım Hikmet’in ressam Abidin Dino’ya sorduğu “Mutluluğun resmini çizebilir misin, Abidin?”in yanıtını sinemanın verdiğini söyleyebiliriz.
Sayfa 6 - agora kitaplığı 2008Kitabı okudu
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.