Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasal Kimliklerin Oluşumu

Ernesto Laclau

Siyasal Kimliklerin Oluşumu Hakkında

Siyasal Kimliklerin Oluşumu konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
2 Kişi
1
Okunma
3
Beğeni
445
Görüntülenme

Hakkında

Siyasal kimlikler çoğulluğunun ortaya çıkışının, Aydınlanmayla başlayan evrenselci geleneğe tehlikeli bir şekilde meydan okuduğu doğru mudur? Siyasal kimlikleri çözümleme yoluyla bu soruya cevap arayan elinizdeki kitap, Essex Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir atölye çalışmasına dayanır. Bir yanda ‘‘imlik’’ kavramı ve siyasetle ilişkisiyle ilgili teorik konular üzerinde yoğunlaşırken, aynı zamanda somut tarihsel kimlik inşası deneyimlerini, farklı tarihsel durumlarda kimlik inşası çeşitliliğini de irdeliyor.
Çevirmen:
Ahmet Fethi
Ahmet Fethi
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 49 dk.Sayfa Sayısı: 382Basım Tarihi: 24 Kasım 2015İlk Yayın Tarihi: Aralık 1995Yayınevi: Köprü Kitap
ISBN: 9786056498145Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Ernesto Laclau
Ernesto LaclauYazar · 7 kitap
Ernesto Laclau (d. 1935 - ö. 13.04.2014) Arjantinli politik kuramcı sıklıkla, post-Marksist olarak tanınmaktadır. University of Essex' de Politik Kuram kürsüsünde profesördür, yıllarca İdeoloji ve Konuşma Çözümlemesi alanları doktora programlarının yöneticiliğini yapmıştır. Laclau, Kuzey Amerika'da birçok üniversitede, Latin Amerika, Batı Avrupa,Avustralya ve Güney Afrika' da ders verdi. Son olarak, The University at Buffalo' dan ayrıldı ve şimdi Northwestern University'de ders vermektedir. Laclau'nun en önemli kitabı Hegemony and Socialist Strategy - Hegemonya ve Sosyalist Strateji dir, bu kitabını hayat arkadaşı Chantal Mouffe ile birlikte yazmıştır. Onların düşünceleri genellikle, her ikisi de 1960ların toplumsal ve öğrenci hareketlerinde politik olarak etkin oldukları ve daha sonra işçi sınıfına ve yeni toplumsal hareketlere katılmaya çalıştıkları için, post-marksist olarak tanımlanmaktadır. Marksist ekonomik gerekirciliği ve sınıf mücadelesinin toplumda vazgeçilmez bir antagonizma olmasını reddettiler. Tersine bütün antagonizmaların ifade edilebileceği radikal agonistik çoğulculuk demokrasisini savundular.