“ Olumsuz yanlarımızı kendimizden iyi bilen yoktur. Kendimize yakıştıramadığımız bütün kötü alışkanlıklarımıza sünger çekmek belki çok zor, ama imkânsız değil. Tek yolu da iradeyi kullanabilmek. Verdiğimiz kararların arkasında durabilmek. Eskilerin deyimiyle ‘Nefsine ^çüş^ diyebilmek.’ “
“ Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim.
Adam aldırma da geç git, diyemem, aldırırım
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. “ M.Akif Ersoy
‘Yahya Efendi, “ Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlıklar artsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa. Fakirlerin, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıksa da bunu taşlardan başka kimse işitmese. İşte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra hazine boşalır. Halkın devlete güveni ve saygısı azalır. Düzene uyuma isteği azalır. Çöküş ve yıkılış böylece mukadder hale gelir. “ der.’
“ Bencilliğe dönüşmüş sevginin en önemli ölçütlerinden biri, karşıdakinin yaşamını tümüyle kuşatmaktır. Hayatına girdiği eş, arkadaş ya da dostunun artık ondan başka bir dünyası olamazmış gibi davranmaktır. Düşünün, bir genç 35 yıl yaşamış. Dostları, arkadaşları, beğenileri, zevkleri, hobileri, alışkanlıkları olmuş. Bir anda evlilik yapıyor ve geçmiş 35 yılı silip sadece bir kişiyle yaşasın ve onun dışında bir dünyası olmasın isteniyor. Bütün alışkanlıklarından, dostluklarından, beğenilerinden vazgeçin isteniyor. Bu bencillik midir, sevgi midir sizce? Yaşamın gerçeklerinden kopan bir sevgi ya da aşk bence sadece Ferhat’la Şirin, Kerem ile Aslı hikâyelerinde var. Kaldı ki bu hikâyeler de bencillik değil, adanmışlık temasını işliyor. “
“ ‘Dünya benim etrafımda dönsün, her şeyin merkezi ben olayım.’ düşüncesinden kurtulmalıyız. Birlikteliklerimizi köleliği dönüştürecek tutumlardan kaçınmalıyız. Biliyorum ki bunlar söylenmesi kolay, uygulaması zor düşüncelerdir. Ama gerçek sevgi emek ister, özveri ister. Kendini aşmayı gerektirir. Bencillikten arınmış sevgilerle dolsun yüreğiniz. “