Bağışlanmış Bir Günahkarın Özel Anıları ve İtirafnamesi, James Hogg tarafından 1824’te kaleme alınmış; ancak eser, uzun bir süre hak ettiği ilgiyi görmemiş. 1947’de Andre Gide’in övgüyle bahsetmesi üzerine ilgi görmeye başlamış. Roman, 18.yy başlarında İskoçya’da dünya görüşleri çok farklı iki insanın evlenip iki çocuk sahibi olmaları ve bu çocukların farklı kişiler tarafından yetiştirilmesiyle farklı yollara gitmeleri ve sonrasında yollarının kesişmesini anlatıyor. Kardeşlerden biri toprak sahibi bir soylu, diğeriyse katı Kalvinist öğretilerle, oldukça fanatik bir din adamı olarak yetiştiriliyor. Bu hikaye etrafında hem dönemin politik dinamiklerine, kilise ve kraliyet arasındaki iktidar çatışmalarınına ve bunun İskoçya toprakları üzerindeki yankılarına (1688 Devrimi) hem de dini fanatizmin gelebileceği uç noktaların beraberinde getirebileceği yıkıma tanıklık ediyoruz. Oldukça güçlü ve gerçekçi içsel çatışmalar üzerinden, doğru olduğuna inanarak korkunç şeyler yapabilen bir insanın ruh halini ve ikilemlerini okumak çok ilginçti. Kitabın, iki anlatıcı tarafından aktarılan oldukça akıcı ve polisiye unsurlar barındıran bir kurgusu var. İkili anlatım da farklı perspektiflerle aynı olayların yansımalarını, özellikle dönemin hakim zihniyetlerini ve bunların çatışmalarını aktarması bakımından kurguyu zenginleştirmiş. Çok severek okudum. Farklı türde klasiklerden hoşlananlara mutlaka tavsiye ederim.
