Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sokakta Politika

Volkan Yaraşır

En Eski Sokakta Politika Gönderileri

En Eski Sokakta Politika kitaplarını, en eski Sokakta Politika sözleri ve alıntılarını, en eski Sokakta Politika yazarlarını, en eski Sokakta Politika yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kapitalizmde plan ve anarşi iç içedir. Kapitalizmde her üretim belirli bir planla gerçekleştirilir. Üretimin değişik birimleri arasında koordinasyon vardır. Bu süreç üretimin realizasyonu için zorunludur. Fakat sermaye grupları arasındaki ilişki ise tam tersinedir ve anarşik özelliktedir. Hiçbir koordinasyon yoktur ve rekabet esastır.
Kapitalizmde üretim insan için yapılmaz. Tüm ürünler metadır. Her şey satış ve piyasaya yönelik üretilir. İşçiler başkalan için üretir, kendi gereksinmeleri için değil. Üretim kar amaçlı gerçekleştirilir. Bundan dolayı kullanım değeri değil, değişim değeri belirleyicidir. Marx, kapitalizmin temel çelişkisinin kullanım değeri ve değişim değeri arasında olduğunun altını çizer. Örneğin Türkiye' de 2 milyon boş ev bulunmaktadır ama milyonlarca insan evsiz hayatını idame ettirmektedir. Çünkü ev bir metadır ve rant için inşa edilmektedir
Reklam
Eski Endonezya devlet başkanı Suharto'nun uygulamaları:
"Mukaddes Savaş"ın doruğa ulaştığı 1965 Kasım ayında, "Stormking uygula­ması" başlatıldı. Adını ülkeye Hollandalılar'ın getirdiği bir gaz lambasından alan bu uygulamada, kurbanlar bir araya getirilerek, ağaçlara bağlanıyor, Stormking ışığın­ da "prang" adı verilen, muz kesmede kullanılan bıçaklarla öldürülüyordu. Bu işlem­leri yerine getiren birliklere "yarasa" adı veriliyordu. Suharto'nun emriyle yapılan bu katliamlar sonucu bir milyona yakın kişi yaşamını yitirdi.
Güneydoğu Asya 'nın zenginlikle­rini ele geçirmeye çalışan Hollanda, 1602'de kurduğu Doğu Hindistan Şirketi'yle bu amacına ulaştı.
Hollandalıların Endonezya'daki emperyal davranışı:
1815'te yapılan Viyana Kongresi'yle Doğu Asya Adaları'nın ege­menliği yeniden Hollanda'ya bırakıldı. Hollanda, bölgenin tarım potan­siyelinden yararlanmak amacıyla, "Kültür Sistemi" adı verilen bir tarım sistemi kurdu. Bu sisteme göre; "Devlet toprağın beşte birinin sahibi ol­du. Yerliler emeklerinin altıda birini devlete vermek zorunda bırakıldı­lar". Sistem kısmi bir köleliğe tekabül ediyordu.
Açe halkının Hollandalılara direnmesi:
1871 'de, İngiltere'yle Hollanda arasında imzalanan Sumatra Anlaş­ması sonucu, İngiltere Açe topraklarını Hollandalılar'a bıraktı. 1873'te, Açe uleması önderliğinde, Açe halkının Hollanda sömürgecilerine karşı başlattığı savaş 1904 yılına kadar sürdü. Açe halkı, 30 yıl süren bu sa­vaşta, gerilla savaşı taktikleri kullandı. Açe aristokrat sınıfı ulubalangla­rın, Hollanda sömürgeci rejimiyle işbirliği yapması sonucunda, savaş yenilgiyle sonuçlandı. Açe halkı yürüttüğü uzun direniş savaşında büyük kayıplar verdi. Savaş, Açe halkının yenilgisiyle sonuçlansa da, Endonezya'da milliyet­ çiliğin gelişmesine önemli katkıları oldu.
Reklam
Hollandalılara karşı Endonezyalıların faaliyetleri:
Endonezya'da ilk milliyetçi yapılanma, 1907 yılında oluşturuldu. İn­sulinde adındaki bu yapılanma Endonezya'da yaşayan Hollanda köken­lileri temsil etmekteydi. İnsulinde'yi, 1908 yılında kurulan Budi Utomo - Soylu Çaba izledi. Budi Utomo, yerli eşraf üzerinde etki oluşturdu. Budi Utomo faaliyetlerini ağırlıkla kültürel düzeyde yürüttü. Diğer bir milliyetçi yapılanma olan İndische Partij ise 1912 yılında kuruldu. Fa­kat 1911'de kurulan Serakat İslam - İslam Birliği, kitlelerden aldığı ge­niş destek ile bu örgütlenmeler içinde öne çıktı. Serakat İslam, dini bakımdan modemist bir çizgi izlemekteydi. Kısa zamanda bünyesinde yüzbinlerce kişiyi barındırdı ve ülke çapında ör­gütlülüğünü yaydı. Endonezya'nın özerkliğini savundu; sömürge reji­mine açık muhalefete başladı.
Sömürge rejimi, Endonezya milliyetçiliğinin gelişmesi karşısında ön­lem olarak, bir ulusal meclis kurma kararı aldı. Ulusal meclis, ülkedeki belediye meclislerinden gelen temsilcilerden oluşmaktaydı. 1915 'te faali­yete geçen meclis, milliyetçi gelişmenin önüne geçemedi. Hatta, Serakat İslam gibi yapıların ulusal düzeyde meşruluk kazanmasını sağladı.
Serakat İslam' a 1918 yılında komünistler de katıldı. Serakat İslam, örgütlülüğünü yaygınlaştırmasıyla taleplerini daha da radikalleştirdi. Serakat İslam'ın geniş kitleler tarafından desteklenmesi, Hollanda sö­mürgeci rejimin belirli önlemler almasına neden oldu. Bu önlemler, ge­ nel olarak hareketin faaliyetlerine "yasal" sınırlamalar getirme noktasın­ da yoğunlaştı. Sömürgeci rejimin bu tutumunun temel nedeni, Endonez­ya halkının yaklaşık yüzde 90'ının müslüman kökenli olmasından kay­naklanmaktaydı.
Serakat İslamla sosyalistler arasındaki bu ilişki bazı ilginç sonuçlarda doğurdu. 1920'li yıllarda sömürgeci sistemin ekonomik ve sosyal yönlerden aldığı biçime bağlı olarak, sömürgeci rejim sadece Batı'yla değil, kapitalist sistemle özdeşleştirilmeye başlandı. I. Dünya Savaşı'nınByol açtığı ekonomik bunalımın etkisiyle, işçi sınıfının ve köylülerin ya­şam standartlarında hızlı düşüşler yaşandı. Endonezya'da toplumsal mü­cadele giderek yükseldi. Bu durum, yeni çözümleri zorunlu kılmaktaydı.Aynı dönemde, komünistlerle işbirliğini savunan Müslümanlar'ın kapi­talistleri "kafir" diye tanımlaması ve bazı Müslüman grupların Kuran'da İslami bir komünizm kaynağı görmesi nedeniyle Kuran 'ın bu gözle ye­niden okunması yönünde, okuma çevreleri oluşturulduğu görüldü
78 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.