bizlere, birçok filozof ve bilim adamının tarihte yaşadığı, doğrularıyla ölmek ve yanlışlarla yaşamak arasındaki ayrımda sokrates'in tercihini, duruşunu bildiren diyalogdur. sokrates diyalog boyunca kendini alçaltmaz, yalvarmaz, aman dilemez. mahkemede yalvararak af dilemeyeceğini, mahkemenin duygularına değil aklına hitap edeceğini baştan söyler.
her ne kadar rasyonalist, doğrularından sapmaz, teoriden ödün vermez bir tablo çizse de aradaki ufak nüanslarda insanlığını ve aile babalığını da ortaya koyar. "buraya gelen herkes gibi kendimi paralayıp, alçak bir biçimde size yalvarmayacağım ama benim de eşim ve çocuklarım var." der. burada aslında, mahkemenin duygularına hitap eder bir bakıma, sevenlerini de gözyaşlarına boğar. diyaloğun sonlarına doğru, sürgün veya intihar şeklindeki cezasının para cezasına çevrilmesini talep eder. bunu dile getirirken de, duruşundan ödün vermez, içten içe kendinizi sokrates'in yerine koymak istersiniz. sokrates'ten çok daha aciz olduğunuzu hissedersiniz.