Tesadüfen tanıştım ve iyi ki tanışmışım dediğim bir kitap oldu.
Kitabı alma sebebim başlığıydı, başlığı ilgimi çekti.
Kitabı okumaya başladığımda bir hikaye bekliyordum fakat sohbet havasında bir durumla karşılaştım. Bir Kürt göçmene aşık İsviçreli bir kadının ağzından anlatılıyor kitap; ona olan aşkını, özlemini ortak anılarında dile getiriyor. Yaşadıkları bütün olumsuzluklara rağmen onu ne kadar çok sevdiğini ve o dönemde sessiz kalınmış öyküleri de gün yüzüne çıkartıyor. Futboldan, yemek tariflerinden, masallardan bahsediyor ara ara ve bunları da hayatın devam ettiğini, kendisinin de iyi olduğunu hatırlatmak içinmiş gibi yapıyor.
Kürt katliamlarından biri olan Halepçe Katliamına değinmesi bir Kürt olarak beni çok etkiledi. Unutulmaya yüz tutmuş olayların hatırlanması, hatırlatılması gerekir ki tarihimizi unutmayalım.
(Elma kokusu yazdığı yerde tüylerim diken diken oldu.)
Kesinlikle iyi bir kalemden çıkmış bir kitap, tavsiye ederim. Diğer kitabını okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.