Şiir; insanoğlunun, hayallerinin rüyasıdır. Coşkun ırmakların çıkardığı ses,
deli rüzgârların taşıdığı umut, babaların evlatlarına vasiyeti, sonsuzluğa yol alan
bir kervan, sonu olmayan yolların sonunu aramak, ulaşılmaz dağlara ulaşmak,
gökkuşaklarını yakalama, güneşi avuçlarında tutma düşüncesi… Velhasıl şiir,
gerçeklik olduğu kadar bir hayali gerçekleştirme düşüncesidir.
Şiir, yazanın değil, okuyanındır. Çöle yağan yağmurdur. Kazananların
değil, kaybedenlerin kazancıdır.
Şiir, sabahı beklemektir. Yıldızları yeryüzüne indirip, yeryüzüne inen
yıldızlara sevgiden saraylar inşa etmektir.
Şiir, kelebeklerin kanatlarındaki mutluluk, kuşların kanatlarındaki
özgürlük, aslında gökkubbenin altındaki ölümsüzlüktür.
Şiir, sevginin güllerle donatılmış bahçesi, sır olandan haber verme
sanatıdır.
Şiir, sevginin de sevdanın da damıtılmış hâlidir.
Şiir, asla yalan söylemez; masal, hikâye, roman değildir.
Şiir, geçmişten geleceğe kesintisiz bir yoldur.
Önsöz ve sonsöz olarak, şiir yazılan değil, yazılacak olandır.