Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kazakistan´da Şiddet ve Mülksüzleşme

Sovyet Sonrası Karmaşa

Joma Nazpary

Sovyet Sonrası Karmaşa Gönderileri

Sovyet Sonrası Karmaşa kitaplarını, Sovyet Sonrası Karmaşa sözleri ve alıntılarını, Sovyet Sonrası Karmaşa yazarlarını, Sovyet Sonrası Karmaşa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hükümet 1995 yılında bütçe açığını kapatmak için bankalardan aldığı krediyi geri ödeyemeyince, bu bankalar enerji sektöründekiler de dahil devletin en iyi işletmelerine el koydular. Bu olay Rus ekonomisinin finans/endüstri "oligarşi"sinin kıskacına girmesine neden oldu. Oligarşinin temsilcilerinden biri olan Berezovski'ye göre l 996'da Rus ekonomisinin yarısı yedi oligarşik grubun elinde bulunuyordu.
IMF ve Dünya Bankası politikalarının Rusya'daki uygulayıcısı Anatoly Chobias özelleştirmelerdeki yağmayı şu sözlerle teslim ediyor: ... sürekli çalıyorlar. Her şeyi sonuna kadar çalıyorlar, onları durdurmak mümkün değil . Ama bırakalım çalsınlar kendi mülkleri yapsınlar. Ancak sahip olduklarında iyi bir idareci olacaklar ...
Reklam
Rüşvet ve kayırmacılık yaygınlaşmaya daha Brejnev döneminde başlamıştı. Hem yöneticiler hem de sıradan insanlar, elbette farklı ölçeklerde, devlet mallarını yasadışı biçimde özel çıkarları için kullanmaktaydılar (Grossman, 1985; Ledeneva, 1998). Yöneticilerin büyük ayrıcalıkları vardı. Ne var ki, Sovyet devleti yağmacı değildi. Devletin ve partinin çıkarları, iktidardaki seçkinlerin kişisel çıkarlarından daha öndeydi. Yağmacı düzen perestroika ile birlikte geldi. O zamandan itibaren seçkinler, devlete ait serveti talan etme yolundalar.
Rus parlamentosu ve merkez bankası, reformların Rusya'yı felakete sürüklediğini anladı, 1992 sonuna doğru neo-liberalizmden dönmeye karar verildi. Reform programına direnen parlamentoyu etkisizleştirmek isteyen Yeltsin parlamentonun her iki kanadını da 21 Eylül 1993'te askıya aldı. Askı kararını reddeden parlamento Yeltsin tarafından (G7 ülkelerinin açık desteğiyle) kanlı bir darbe ile 4 Ekim 1993'te yerle bir edildi.
Ocak 1992'de başlatılan "şok tedavi" ani çöküşle sonuçlandı, sanayi üretimi yüzde 27 oranında düşerken Rus ekonomisi yüzde 50 küçüldü. Tüketici fiyatları yüz kat arttı, ücretler yüzde 80 oranında azaldı (Chossudovsky, 1998: s.225-6); enflasyon nedeniyle halkın biriktirdiği paraların değeri ise neredeyse sıfıra indi. Eğitim, sağlık, çocuk bakımı, kültür ve sanata verilen devlet desteği kaldırıldı; halkın büyük bölümü bir gecede yoksullaştı.
Almanya'nın destek verdiği Slovenya ve Hırvatistan'ın federasyondan ayrılma girişimleri savaş, yağma ve etnik temizlikten oluşan bir trajediye zemin hazırladı. Bundan çıkar sağlayanlar, Batılı güçlerle çeşitli etnik kökenlerden savaş baronlarıydı. Hırvatistan Almanya ve ABD'nin kuklası hali ne geldi. Bosna (Chossudovsky, 1998) ve Kosova ABD sömürgesi oldu.
Reklam
Uygulamaya konulan IMF reformları önce var olan bireysel güvenceleri aşındırmaya başladı, ardından anayasal bir bunalımı tetikledi ve bütün bunlar etnik milliyetçiliğin artmasında rol oynadı. Yugoslavya'ya Batı'dan gelen krediler, l980'lerde bütün dünyada ekonomik durgunluğa yol açan 1975 krizinden sonra, l979'da kesintiye uğramıştı.
Çokuluslu anayasal düzen Yugoslavya Federasyonu'nu oluşturan kurucu cumhuriyetlere eşit haklar ile siyasi ve ekonomik özerklik sağlıyordu. Federal hükümet ordu, dışişleri ve parasal politikalardan sorumluydu; cumhuriyetler ise kendi ekonomik, kültürel ve siyasi işlerini özerklik içinde yönetiyorlardı. Üretimle ilgili varlıklar cumhuriyetlerin malıydı ama federal hükümetin hazinesine vergi ödeniyordu..... Federal hükümetin genel politikaları tüm cumhuriyetlerin oybirliğiyle belirleniyor, uygun görülmeyen kararlar veto edilebiliyordu.
Tarafsız bir ülke olan Yugoslavya birinci, ikinci ve üçüncü dünya ülkeleriyle ekonomik ve politik ilişkiler kurdu. Batı'nın ve Sovyet blokunun ekonomik örgütlerinden dışlanmış olsa da, bu iki kamp arasında bir denge gözeterek her ikisiyle de ticaret ilişkilerini geliştirdi, Batılı ülkelerden kredi sağladı. Yurttaşların kişisel hakları ve refahı geniş kapsamlı uygulamalarla güvence altına alınmıştı.
1970'lerden beri tüm dünyaya dayatılmakta olan reformların asıl amacı küresel bir ucuz emek ekonomisi yaratmaktı. Devlet mallarının özelleştirilmesi, sıkı bütçe politikaları, fabrikaların kapatılması ve işçilerin çıkarılması, sosyal hizmetlerin kısılması, fiyatların serbestleştirilmesi ve yabancı mallar üzerindeki gümrük vergilerinin kaldırılması bu reformların temel uygulamalarıydı.
148 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.