Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Görüşmeler, Gözlemler, Görünümler

Söz Mezbahası

Eduardo Galeano

Söz Mezbahası Gönderileri

Söz Mezbahası kitaplarını, Söz Mezbahası sözleri ve alıntılarını, Söz Mezbahası yazarlarını, Söz Mezbahası yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İktidarı emperyalist yapısı kendisi yalnızca bir ezenle ezilen arasındaki ilişkiyle ortaya koymaz: Kendileri de sömürgeleştiren sömürgeleşmiş sömürgeciler ve sömürgeler vardır. Yürüyen, koşan, uçan sınırlar vardır.
"Onlara ne vaat ettiniz? Toprak mı?" "Hiçbir vaatte bulunmadık. Onlara mücadele vaat ettik, onları haklarını ve gereksinim duydukları herşeyi almak için savaşmaya çağırdık."
Reklam
Orada kavşakta bir kralları var. Ama bu kral soyguncuların tanrısıdır.
Sistem sorunu pisliği halının altına süpürerek çözmektedir
Paul Nizan'ın o çok yerinde cümlesi aklıma geliyor: "Varlığıyla dünyayı suçlamayan hiçbir büyük yapıt yoktur." Che Guevara'nın ölümüyle büsbütün altı çizilen yaşamı dünyaya, insanların çoğunluğuna azınlığın yük hayvanı damgasını vuran ve çoğu ülkeyi bir azınlığın çıkan uğruna köleliğe ve yoksulluğa mahkum eden bizim dünyamıza yönelik bir suçlamadır; o aynı za manda da koşulları değiştirmek için hiçbir şey yapmayan bencilleri, korkakları ve bu koşulları kabullenlenenleri de suçlamaktadır. Çünkü onun ölümü bugün ve tüm gelecek için bir suçlamadır.
Reklam
Che devrimin kardeşliğin en temiz, ama aynı zamanda da en çetin ve en güç biçimi olduğunun canlı bir örneğidir.
Che Guevara'nın ebeveynine gönderdiği bu satırlar onun ortadan kayboluşundan kısa süre sonra Buenos Aires'e vardığında annesi Celia oğlunu göremeden ölmüştü bile. Tüm dünyayı duygulandıran bu son kucaklama, bu veda ona ulaşamadı.
Benim ülkemde özgürlük siyasal mahkumlar için bir hapishanenin, demokrasi ise çeşitli terör rejimlerinin adıdır; sevgi sözcüğü insanla arabası arasındaki ilişkinin tanımı sayılmakta, devrim'dense mutfaktaki yeni bir bulaşık deterjanının etkisi anlaşılmaktadır; erinç belli bir firmanın iyi cins bir sabununun sağladığı şeydir ve sonsuz mutluluk duygusu da sosis yerken ortaya çıkar. Latin Amerika'nın birçok ye rinde barış ülkesi, mezarlık sessizliği demektir ve sağlıklı insan diye yazıldığında aslında güçsüz insan diye okunmalıdır.
Sınırlarımızın bilincinde olmak sonuçta gerçeğimizin bilincinde olmaktır. Tüm bu sisin, umutsuzluk ve kuşkuların içinde sorunlarla yüz yüze gelmek ve onlarla kıyasıya mücadele etmek olasıdır: Sınırlarımızı çok iyi bilerek, ancak yanısıra da onları zorlayarak.
Reklam
Tanrı değiliz ama solucan da değiliz. Sınırlarımızı bilmek güçsüzlüğümüzün bilincine varmak değildir. Bir eylem olanağı olarak edebiyat doğaüstü güçlere sahip değildir, ancak yazar eğer yapıtlarıyla buna değecek kişileri ve deneyimleri yaşatmayı başarabilirse yine de bir parça büyücüyü oynayabilir.
Kimlikleri fatihlerin birbirini izleyen kültürleriyle yokedilmiş ve acımasızca sömürülmeleri dünya kapitalizminin pürüzsüzce işlemesinde önkoşul olan halklar için sistem bir kitle kültürü yaratmıştır. Kitleler için bir kültür demek daha doğru olur, çünkü bu kavram bilinçle oynayan, gerçeği saptıran ve yaratıcı düş gücünü daha doğarken boğan o çok yaygın, aşağılayıcı sanata daha iyi uymaktadır.
Haktan yana ve özgür bir dünyadan sözetmek güzel bir görevdir. Açlık ve görünür ya da görünmez zindanlar sistemine hayır deme işlevimizde onur vericidir. Ancak sınırlar nerededir? Güçlülerin izni nereye kadardır?
Ne aydan geldik ne de yedi kat gökte yaşamaktayız. Şansımız, aynı zamanda da şanssızlığımız, dünyanın siyasal kavgalarla dolu bir köşesinde, Latin Amerika'da, üstelik sert darbelerin hiç eksik olmadığı bir tarih döneminde yaşamamızdır. Burada sınıflı toplumun çatışmaları zengin ülkelerdekinden çok daha acımasızdır. Dünya nüfusunun yüzde altısının hiç ceza görmeden tüm dünyanın yarattığı zenginliklerin yüzde ellisini tüketmesi karşılığında, yoksul ülkelerin ödediği bedel kitlelerin çektiği sefalettir. Hele Latin Amerika'da az sayıdaki kişinin zenginliğiyle büyük kitlelerin yoksulluğu arasındaki uçurum çok daha büyüktür; bu nedenle de bu farkı korumak için gerekli olan yöntem ve yollar son derece acımasızdır.
Ve okuyabilen az sayıdaki kişiden kaçının kitap alacak parası vardır? Çok da kolay ortaya çıkan soyut bir kavramla, kitle için yazdığımızı ileri sürmekle bu çelişki giderilebilir mi?
183 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.