1980 sonrası döneme bakıldığında, küresel bir eğilimin parçası olarak,
emeğin anayasanın kurucu unsuru olmaktan çıkıșı ile beraber ve bu hususla doğrudan bağıntılı olarak,
emeğin toplumsal tahayyül içerisindeki kurucu rolünün"
her alanda "gözardı" edilişini saptamak mümkündür.
Bu durum, genelde çevre ülkelerde özelde Türkiye'de toplum adına
-serbest piyasa düzenine
-ve ücret sistemine
müdahale edilemeyeceğinin toplumsal kabulü olgusu ile uyum içerisindedir.
Daha önce gördüğümüz gibi hukuk,
kapitalist üretim ilişkilerinin düzenli işleyişini
Hukukî - ahlakî ideolojiyi kullanarak sağlıyordu. Öyleyse,
üretimin 'söylemlerindeki' bu dönüşümün
'Hukukî-ahlakî ideoloji' dolayımı ile
'hukuk alanında' bir takım dönüşümler getirdiğini;
farklı dönemlerin hukuki söylemlerinin farklı olduğunu,
söyleyebiliriz.