Benim düşüncelerim, dünya kurulalı beri yeryüzünde kaynaşan ve birbirleriyle çarpışmakta olan öteki düşünce ve teorilerden hangi, hangi bakımdan daha budalaca oluyormuş?
Herkesin döktüğü kanı; şu yeryüzünde bir çağlayan halinde dökülen ve her zaman dökülmüş olan kanı! Onu bir şampanya gibi akıtanlar, sonradan Capitole’de taç giyip insanlığın kurtarıcısı ilan edilmediler mi?
Istırap ve acı geniş vicdanlarla derin yürekler için her zaman zorunludur. Bana öyle geliyor ki, gerçekten büyük insanlar şu dünyada büyük acılar çekmek zorundadır.
Genel olarak kafalarında yeni birtakım düşünceler bulunan, az çok yeni bir söz söylemek yeteneğinde olan insanlar çok seyrek, hatta şaşılacak kadar seyrek doğar.
Bir insanın ne derece palavra savurabileceğini göz önüne getiremezsin!.. Hoş niçin göz önüne getirmeyesin? Sanki biz, kendimiz de yalan söylemiyor muyuz?