Hiç kimse birbirini anlamıyordu. Herkes gerçeğin sadece kendisinde olduğunu sanıyor, başkalarına bakarak ıstırap çekiyor, bağrını dövüyor, ağlıyor, ellerini ovuşturuyordu. Kimi ne şekilde yargılanacaklarını bilmiyorlar, neyin iyi, neyin kötü olduğu hakkında anlaşamıyorlardı. Kimi suçlamak, kimi aklamak gerektiğini bilmiyorlardı. Birbirlerini anlamsız bir öfkeyle öldürüyorlardı.