Sultan Güç ve Hassasiyet kitaplarını, Sultan Güç ve Hassasiyet sözleri ve alıntılarını, Sultan Güç ve Hassasiyet yazarlarını, Sultan Güç ve Hassasiyet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı Devleti; Mekke Şâfii Müftüsü meşhur Seyyid Ahmed Dahlan'ın da övgü dolu sözlerle ifade ettiği gibi Asr-ı Saâdet'ten sonra gelen İslâm devletleri arasında İslâmiyet'e en çok hizmet eden devlettir.
Türkleri taassupla suçlayan bir Mısırlı şunları demekten kendini alamadı. " Türklerin iki işini beğenirim; Mushaf'ı mutad yazı ile basmaları ve Mecelle Heyeti'ni kurarak fıkıh kitaplarından süzülmüş bir kanun yapmaları. Türk uleması kadar mutaassıp olmayan Mısır uleması bu iki işi hâlâ yapmamıştır
Kitabımız Osmanlı'nın, hususiyetle de Sultan İkinci Abdülhamid Han Hazretleri'nin dinine, imanına, kitabına düşkünlüğünü, hangi koşullarda olursa olsun ecdadımızın dinine ve Peygamberi'ne olan bağlılık ve hassasiyetini anlatmaktadır. Hatta o kadarı var ki Sultan İkinci Abdülhamid Han Hazretleri'nin her tarafı düşmanla çevrilmiş, içte ve dışta sürekli olarak misyonerlik hareketleri devam ediyor, her işi adım adım takip edilir haldeyken dahi 33 sene vatanını, milletini, dinini her daim nasıl da muhafaza edişini okuyorsunuz ve padişahımızın ne denli mübarek bir zat olduğunu düşünmeden edemiyorsunuz. Allah ecdadımız Sultan İkinci Abdülhamid Han Hazretleri'den razı ve memnun olsun. Onu zamanında anlayamadılar, şimdi de bizler anlayamıyoruz. Dizilerden ecdadımızı öğrenenlerin vay haline. Cenab-ı Hakk'a ne kadar şükretsek az, bu kıymetli ve değerli kitabı okumayı bizlere nasip etti. Bambaşka bir şuur kazanmamıza vesile oldu. Bunun içindir ki ecdadımıza, padişahımıza sahip çıkan "Sultan, Güç ve Hassasiyet" kitabını bizlerle paylaşan Hamidiye Kitaplığı'na da ayrıca teşekkür ederiz.
Fatih Sultan Mehmed'in İrene'nin başını uçurması, Kanunî Sultan Süleyman'ın oğlu Mustafa'yı boğdurtması ve Yavuz Sultan Selim'in babası Sultan İkinci Bayezid'i zehirlemesi gibi uydurma bilgiler, tiyatro yoluyla birer tarihî hakikatmiş gibi halka sunulmuştur.
Amerika ve İngiltere'ye giden Osmanlı talebelerine yönelik misyonerlik faaliyetleri de hızlanmış, âdeta bir taarruza, silahsız bir "Haçlı Seferi'ne" dönüşmüştür.