İnsanın şahsiyet olduğunu öğrendiğimizden beri yüz küsur yıl geçti! Sen ise ayakta uyuyorsun! Kuantum fizikçileri mikro kozmosu buldu bulalı dünya bir muamma! Vandallığın yerini soykırım aldı, talancılar kapitalist oldu! Köleler işçi, tebaa dediğin cemaat oldu! İnsan bunaldı bunaldı sonunda kendi etini kemirmeye başladı. Şimdi çıkmış karşıma Adem'in cennet özleminden bahsediyorsun. Bir de üstüne utanmadan Hazreti Süleyman'a sığınıyorsun! Hem de en bayat imgelerle... kara perçem, matem falan. Şiir değil bozgun. Kusura bakma ama kelimenin tam anlamıyla içimi baydın! İnsanlık nerden nereye gelmiş ortaçağ kafasıyla şiir yazıyorsun.
ŞAİR-Biraz daha açık olalım, senin tarafından öldürülen adam olduğumu mu söylüyorsun, yoksa öldürdüğün adamın ben olduğunu mu?
SULTAN-Ne fark eder? İkisi de aynı anlama geliyor.
ŞAİR-Olur mu yahu? Ölü adamın niteliği burada çok önemli. Birinde ölü adam olarak ben özneyim, nasıl hatırladığına bağlı olarak... ama diğerinde cinayetin nesnesiyim ki bu benim açımdan çok daha feci.