Bir seyahat kitabı mı, yoksa Arap Atları peşinde bir macera kitabı mı yoksa bir Casus’un, Casus’luk anılarından kalan kırıntılar mı tereddütteyim.
Yazar, Amerika’dan İstanbul’a geliyor. İstanbul’dan yola çıkıp Arabistan çöllerinde yıllarca At peşinde dolaşıyor.
Sultan Abdulhamit başta olmak üzere İslam beldelerinde gördüğü her şeyi küçümseyici ifadeler kitabın ilk başında bolca mevcut. Osmanlı insanları, mekanları, kıyafetleri ve hatta adetleri yazar tarafından hiç beğenilmemiş. Kendi tercihi ama onu orada bulunduran sebep ne idi ki, bu konuları incelemiş... işte bu bölümler bana Casus’luk faaliyetinin kırıntı bilgileri gibi geldi.
Kitabın ortasından itibaren, Bedevi kabilelerinin misafirlerliği başta olmak üzere her türlü yaşam tarzı (müslümanlık dahil) yazara pek hoş gelmiş ki öve öve bitiremiyor. Güzel. Lakin bir Amerikalı bir gazeteci Arap kabilelerini niçin över....
Kitabın son bölümünde Arap At’latına dair bilgi verilmiş. Kitabın görünen amacı ile uyuşan tek bölüm burası.
