Sünnet Müdafaası

İmam Şafii

Sünnet Müdafaası Posts

You can find Sünnet Müdafaası books, Sünnet Müdafaası quotes and quotes, Sünnet Müdafaası authors, Sünnet Müdafaası reviews and reviews on 1000Kitap.
128 syf.
·
Not rated
İmam'ın sünnet üzerine hassasiyeti tartışılamaz bir gerçektir. Kitap biraz daha dini ilimlerde belirli bir mertebeye gelmiş en azından dini lügata hakim kişilerce okunmasını tavsiye ediyorum. Belki de benim seviyem yetersizdi.
Sünnet Müdafaası
Sünnet Müdafaasıİmam Şafii · Polen Yayınları · 200737 okunma
İmam Şafiî: Resulullah'ın hadisleri arapçadır. Kur'an'da olduğu gibi bunlarda da genel mana kastedilerek söylenmiş genel lafızlar ve özel mana kastedilerek söylenmiş genel lafızlar bulunmaktadır. Hadisteki genel bir lafızdan, özel bir mana kastettiğine Rasulullah'tan gelen bir karine olmadıkça, hadisin genel ve zahir manasında
Reklam
Hiç kimse niçin ve nasıl gibi soruları ya da kisisel düşünceyi Rasulullah'tan gelen habere tercih edemez. Dürüst birisinin ilettiği haberi de nakleden tek olsa bile hiç kimse reddedemez.
Kim haber-i vâhid konusunda bir şeyler söylerse, aynı şeyleri, hakkında kitab ve sunnette bir açıklama bulunmayan, mesela katl vb. konulardaki şahidlerin sayısı meselesinde de söylemek zorunda kalır. "Haber-i vâhidi kabul etmemiz gerektiğine dair Rasulullah'tan gelen bir delil var mı?" diye soran kişiye ise şöyle cevap verilir: İnsanlar önceden Beyt-i Makdis'e doğru namaz kılmaktaydılar. Daha sonra Allah onların Mescid-i Haram'a yönelmelerini emretmiştir. Bunu bilen birisi Kuba'ya geldiğinde Kubalılar (Beyt-i Makdis'e yönelmiş halde) namaz kılmaktaydılar. Onlara Rasulullah'a ayet indiğini ve kıblenin Kabe olarak değiştirildiğini haber verdi. Kubalılar da namazda iken hemen Kabe'ye döndüler. - muvatta, kıble 6; buhari, salât 32. Bir başka misal de şudur: Ebu Talha ve bir grup insan hurmadan yapılan bir içki içiyorlardı. Bu sırada henüz içki haram kılınmamıştı. Tam bu sırada birisi geldi ve onlara içkinin haram kılındığını haber verdi. Bunun üzerine onlar da insanlara içkinin haram kılındığını söylediler ve içki kaplarını kırdılar. - muvatta, eşribe 13; buhari, eşribe 3.
İmam Şafiî rahimehullah şöyle der: Sunnet Kur'anı açıklarken, mücmel ayetleri beyan, âmm ayetleri ise tahsis eder. Bu durum sunnet'in Kur'an'a muhalefeti olarak görülemez. Kur'an'da nass bulunan konularda Rasulullah'ın koyduğu sunnet Kur'an gibi bir nass olması ve mücmeli Allah adına açıklaması bakımından Kur'an'a muvâfıktır. - er risale, s. 212.
Allah subhanehu ve teala şöyle buyurmuştur: Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bir bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Maide, 38. Allah yine başka bir ayetinde de şöyle buyurmaktadır: Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun. Nur, 2. Eğer Kur'an'ın zahiri manasına uyarsak, hırsız denebilecek herkesin elini kesmeli, zina etti denebilecek herkese de yüz sopa vurmalıyız. Rasulullah çeyrek dinardan daha değerli şeyleri çalanların ellerini kesip daha değersiz eşyaları çalanların ellerini kestirmediği ve zina eden hür dulları recmedip onlara sopa vurmadığı için, Allah'ın el kesme cezasını hırsızların bir kısmına, sopa cezasını da zina edenlerin bir bölümüne ceza olarak emrettiği sonucuna varıyoruz. - er risale, s. 72-73; Muvatta, hudûd, 24, hudûd, 2, 4-6.
Reklam
İmam Şafiî rahimehullah er-risale'de şu açıklamayı yapar: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem koyduğu bir sunneti daha sonra neshedebilir. Rasulullah bu durumu da açıklar. Ancak Peygamber'den hadis işiten kimse, nâsih ve mensuhların hepsini bilmeyebilir. Herşey Rasulullah'ın sunnetinde belirlendiği şekilde devam ettirilmeli; aralarında fark gözettiği şeylerde ise fark olduğu kabul edilmelidir. Rasulullah'ın farklı farklı koyduğu sunnetlerde tâbi olmak farzdır. Bu konuların arasında neden fark gözetildiğin sormak, kişinin cahilliğinden ya da daha beter olan şüphesinden ileri gelir. Muslumanlara düşen Rasulullah'a tâbi olmak ve böylece Allah'a itaat etmektir. s. 215.
Rebî bin Suleyman'ın aktardığına göre Muhammed bin İdris eş-Şafiî şöyle demiştir: Kur'an'daki farzlar iki kısma ayrılır: Birinci grubu Kur'an'da ayrıntısıyla birlikte açıkça anlatılmış farzlar teşkil eder. Bunlar ile ilgili kitap'taki açıklamanın yeterliliği sebebiyle te'vil yapmaya ve haber aramaya gerek yoktur. İkinci grubu ise Kur'an'da farz kılınan ve detayının açıklanması Rasulullah'a bırakılan farzlar oluşturur.
İmam Şafiî rahimehullah şöyle der; Kıyas yapacak kişinin, geçmiş sunnetleri, selef alimlerinin görüşlerini, insanların icma ve ihtilaf ettiği konuları, arapça'yı bilmesi gerekir. Ayrıca sağlam bir akla, muhaliflerini dinleyebilecek olgunluğa sahib olmalıdır. Kıyas yaparken bütün gücünü kullanmalı, benimsediği görüşle yetinerek muhalif görüşlerden mustağnî kalmamalıdır. - er risale, s. 510-511. Bir başka yerde ise kıyas yapabilmeyi şu şartlara bağlamaktadır: Kur'an, nâsih-mensûh, hâs-âmm, edeb, sunnet, eski ve yeni alimlerin sözleri ve arapça bilinmelidir. Benzerliği ayırdedebilecek akla ve kıyas bilgisine sahib olunmalıdır. Bunlardan herhangi birini bilmeyen kıyas yapamaz. - el Umm
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.