"Bundan hoşlanalım ya da hoşlanmayalım, yirminci yüzyıl, düşlerimizi yıkımlarla sona erdirdi. Aydınlanmış vatandaşların gönüllü oluşturduğu topluluk kavramı sonsuza dek sona erdi. İnsani yönlerimizin, ılımlılığın ve orta yolun ne kadar boğucu olduğunu fark ediyoruz. Ruhun banliyölerine bölünmesi tüm gezegenimizi veba gibi sardı. Ruh sağlığı ve akıl, yalan söyleyen aynalardan oluşturulmuş koca birer yanılsama. Bugün komşularımızı zar zor tanıyor, çoğu sosyal yaşam formlarından kaçınıyor ve toplumun işleyişini memnuniyetle, politik teknisyenlerden oluşan bir kasta bırakıyoruz. İnsanlar gereksinim duydukları birlikteliği havalimanı salonlarında ve mağaza asansörlerinde buluyorlar. Topluluk hizmetlerine samimiyetsiz hizmetlerde bulunuyor ama tek başlarına olmayı tercih ediyorlar."