ummanlara açılayım derken
kuru bir nehir kıyısında son buldu yolum azgın sulara bakarak soldu alın çizgilerim içimin kıyılarına vuran yeni cesetler buldum.
her birimiz sıkılgan birer coğrafyada dalgınca, yazgı denen danteli işlerken elinde çıngıraklı tokmağıyla zaman gelir postacı gibi iki kez çalar kapımızı, şaşırmayız, sadece ölmeye üşeniriz.
bir akşam sofrasında uzakta,
gururu incinmiş çocuk gibi küskünlüklerdeyim
bir anne çagırmali diyorum beni
sofraya dönmem için
bir anne çagirmalı beni diyorum
dünyaya dönmem için.
yürüyorum
bir şehrin girişindeyim,
karmakarışık zihnim.
bir yerden başlamak gerekiyor,
ama nerden bilmiyorum.
hiçbir yerdeyim, belirsizliklerdeyim ihtimaller sonsuz, mesafeler diz boyu yürümenin felsefesini yapmışlar,
ben daha alfabesindeyim.