Kapıyı açtığı gibi , doğru gidip Fitnat ' ın dizlerine kapandı . Gözyaşları dökülerek ve sesi titreyerek :
- Ah Bu bana verdiğin azap nedir ? Artık çekemem ! Ben sana ne yaptım ? On günden beri döktüğüm gözyaşı , çektiğim ahlar ve inlemeler gönlüne hiç tesir etmedi ! Elmas gibi bir vücudun içinde taş gibi bir yüreğin bulunmasına kim inanabilirdi ? Bir defa yüzüme bakmadın ! Bir kelime söylemedin ... İnsaf , İnsaf ! Ben seni bu kadar seviyorum , senin muhabbetinden deli divane oluyorum ...
Da sen benden nefret ediyorsun ! Yüzüme bakmaya tenezzül etmiyorsun ! Niçin ?
Sayfa 136 - " Ali beyin Fitnat Hanımı delice sevmesi "Kitabı okudu
Zavallı ihtiyarlar, geçmiş şeyleri akıllarına getirdikçe mahzun olurlar. Çünkü ömürleri boyunca yaşadıkları mutlu günleri hatırladıkları zaman, o günlerin bir daha geri dönmeyeceğine üzülürler ve çekmiş oldukları dertleri hatırladıklarında gönüllerinin yaraları tazelenir.
Görmeden, bilmeden bir kız alırlar, hiç sormadan bilmediği bir kocaya verirler. Acaba çocuk o kızla anlaşabilecek mi? Beğenecek mi? Sevecek mi? Kız da onu isteyecek mi? Babaları, anaları işin burasını hiç düşünmüyorlar.