Tahrir Vazifeleri 9
İsmet ÖzelTahrir Vazifeleri 9 Gönderileri
Tahrir Vazifeleri 9 kitaplarını, Tahrir Vazifeleri 9 sözleri ve alıntılarını, Tahrir Vazifeleri 9 yazarlarını, Tahrir Vazifeleri 9 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.tf?
Günümüzde tarihe sığmayan insan tipinin kendini tanıma hızı artmış görünüyor. Yalınkat bir milliyetçiliğin geride bırakıldığı, toplumun bütünü hakkında duyulan endişelerin iktisat alanına münhasır kalmaktan kurtulduğu, hakimiyet fikrinin yerini hakkaniyet duygularına bıraktığı oranda bu insan tipi kendi ortamını bularak tarihi insan tipinin ve tarihdışı insan tipinin ilgisini çeken bir cazibe merkezi özelliği kazanacağa benziyor.
Sayfa 48 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu
TF
Batılı insan bir "tarihi insan" ise Türkiye'de yaşayan insan da onun gibi tarihi midir? Kelime bizi yanıltmasın. Batılı anlayış içinde tarihi (historique) sözü gerçek olan, doğru olan karşılığı olarak kullanılır. Tarihi olmayanın efsanevi, masalsı, hayali veya mythologique olduğu kabul edilir. Batılı insanın tarihi yani gerçek olmasının sebebi nedir? Bu soruyu en kısa yoldan şöyle cevaplandırmalı: Batılı insan tarihidir, yani gerçektir, çünkü "bu dünyalılık" zihni faaliyetinin tek ölçüsü haline gelmiştir. Batılı anlayış içinde tarihlemenin (dater) yapılmasına esas alınan olay tarih-dışı'dır. Bütün Ortaçağlar boyunca ruhban ve dindarlar, ruhlarının selameti sözkonusu olduğunda hali hazırdaki dünyayı iş adamlarına ve şeytana bırakmayı isabetli bulurlarken, hali hazırdaki dünyanın yürümesi söz konusu olduğunda ise "faiz alan cehenneme gider ve almayan atölyeye" demek suretiyle günümüze kadar uzanan bir belirlemeyi yönetilenlere düşen yaşam biçiminin bir kamp hayatı olacağı hadisesini haklılaştırmış, uygunlaştırmışlardır.
Sayfa 40 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu
Dünyayı bir hegemonya şebekesinin ağında görmek ve insanlığın kurtuluşunu Batı'nın çöküşüne bağlamak mümkün. Ne var ki bu basitleştirmeyi haklı kılan olgular ancak katışıksız bir batılı zihniyetin sınırlan içinde kalarak ve hatta Batı'nın gücünün doğrudan uzandığı, Batı hegemonyasının tartışmasız yürürlükte olduğu alanlar dışındaki dünyayı görmezlikten gelerek bulunabilir.
Sayfa 38 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu
TF
Tarih varoluşumuza kazandırdığı renk sebebiyle değer sahibidir; toplumu ve insanı ölçümlere sığıştırmamızı kolaylaştırdığı için değil.
Sayfa 36 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu
TF
Ömrümüzün seyri nasıl bir çabalamanın seyriyse, tarihimiz de karşılaştığımız nahoş vakıaları nasıl ele aldığımızın, onlarla nasıl başa çıkmaya çabaladığımızın tarihidir.
Sayfa 34 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu
Biz insanlar için hayatın devam etmesi demek etkinliğimizle öğrendiklerimiz arasındaki ahengi yakalamaya çabalamak demektir.
Sayfa 34 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu
Biliyoruz bir şey söyleyip de ne dediğini bilmeyen halktan kişilerin bilge olmadığını. Yine de halkın dilinde bilgelik parıltıları vardır ve bunlar hakiki bilgelerle bilinçsiz temasın kalıntılarıdır.
Sayfa 22 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu
Öyleyse benim severek anlattığım bir fıkranın sırası şimdi: Sarıyer'de yaşlıca bir Ermeni kadını balık almak üzere pazara çıkar. Tablaların başında genç balıkçı bağırmaktadır: "Canlı! Canlı! Canlı! Canlı!" Yaşlı Ermeni kadını balıkçıya sükunetle sorar: "Evladım, balıklar tazedir?" Böyle bir soruyu anlamsız bulan genç balıkçı cevap vermek yerine "Canlı! Canlı!" diyerek bağırmaya devam eder. Israrla sorusunu tekrarlar yaşlıca Ermeni kadın: "Evladım," der, "Balıklar tazedir?" Genç balıkçı sinirlenir: "Amma yaptın Madama" diye sesini yükseltir, "canlı diye bağırıyoruz ya!" Ermeni kadın sükunetini hiç bozmadan açıklar: "O başka evladım, o başka: Ben de canlıyım, tazeyimdir?"
Sayfa 20 - çıdam yayınları, birinci baskı, temmuz 1993, cağaloğlu