Tantra Öğretisi
OshoTantra Öğretisi Gönderileri
Tantra Öğretisi kitaplarını, Tantra Öğretisi sözleri ve alıntılarını, Tantra Öğretisi yazarlarını, Tantra Öğretisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dua yürekten geldiğinde duyulur, cevaplanır.
Duayı bir iş haline getirmeyin. Saf bir sunu olmasına izin verin.
Sadece duayı yüreğinizden verin, karşılığında bir şey istemeyin.
O zaman çok şey gelir...bin kat, milyon kat. Tanrı size doğru akar.
Fakat unutmayın, bu bir neticedir, sonuç degil.
Sayfa 416 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Geçen gün bir adam hakkında, çok basit, çok yaşlı bir adam hakkında okuyordum.
İngiliz filozof, düşünür, doktor Johnson bu yaşlı adamla birlikte kalıyordu. Ve sabahleyin çay içerken yaşlı adam şöyle dedi, 'Doktor Johnson, şaşıracaksınız ama, ben de gençken bir filozof olmaya çalıştım.'
Doktor Johnson sordu, 'Sonra ne oldu? Neden filozof olmadınız?'
Adam güldü ve şöyle dedi, 'Yaşamımda tekrar ve tekrar neşeli patlamalar oldu.' ...neşe. '
Bu neşe yüzünden filozof olamadım. Bunu bastırmak için çok uğraştım!'
Bu cevabı sevdim. Bu neşe anları dua anlarıdır.
Bir filozof dua etmez, bir düşünür dua edemez, çünkü düşünme eğer'le başlar, düşünme şüpheyle başlar. Dua ise güvenle başlar.
Onun için İsa şöyle diyor: Ancak küçük bir çocuk gibi olanlar, ancak onlar Tanrı’nın krallığına girebilecekler - gözleri mucizeyle dolu olanlar, onlar için her an bir sürpriz anı olanlar; yürekleri hala ürpermeye açık olanlar, ancak onlar.
Onun için eğer'i atın ve bazı kesin anları toplayın.
Sayfa 410 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Usta yeryüzüdür, izdeşçi ise tohum.
Sayfa 396 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Bir kadından hoşlanırsınız, onu seversiniz ve biter - hoşlanma sona ermiştir.
Bu tıpkı dondurmadan hoşlanmanıza benzer; onu yediniz ve şimdi dondurmaya bakmazsınız bile. Ve biri size daha çok dondurma verirse, 'Artık mide bulandırıcı! Daha fazla yiyemem!' dersiniz.
Hoşlanmak sevgi değildir. Hoşlanmayı sevgiyle karıştırmayın, yoksa tüm hayatınız suların sürüklediği bir odun parçasına benzer, bir insandan diğerine sürüklenir durursunuz.
İçtenlik asla gelişmez.
Sayfa 376 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Gerçek olan mutludur, potansiyel mutsuzdur.
Sayfa 362 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Tantra ve Yoga insan fizyolojisinde, gizli fizyolojisinde, bedeninde değil, yedi merkez olduğunu farzeder. Esasında bunlar mecazidir, fakat içsel insana dair bir şeyler anlamak için çok faydalıdırlar.
Bunlar yedi çakradır. Birincisi ve en temeli, muladhar'dir.
Muladhar denmesinin nedeni de budur: Muladhar en temel, en asli demektir. Mul temel
Sayfa 350 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Tantra Tanrı’nın dünyaya karşı olmadığını söyler: samsara ve nirvana iki şey değildir, onlar birdir.
Sofu cinsel enerjisiyle savaşır ve bu savaşla Tanrı’dan, yaşamdan, yaşamın hayati kaynağından uzak düşer.
Ve bir de sapıklıklar vardır... olmak zorundadır. Bir şeyle ne kadar savaşırsanız o kadar sapık olursunuz. Ve hileler, tekrar içeri girmek için arka kapılar bulmaya başlarsınız.
Bunun için sofu yüzeyde seksle, yaşamla savaşır ve derinliklerinde onun hakkında hayal kurar. Ne kadar bastırırsa o kadar takıntılı hale gelir; sofu takıntılı kişidir.
Tantracı çok doğal biridir, hiçbir takıntısı yoktur.
Fakat ironi odur ki sofu tantracıların takıntılı olduğunu düşünür, sofu tantra yolcusunun seks hakkında konuştuğunu düşünür - 'Neden seks hakkında konuşuyorlar?'- ve o seks hakkında konuşsa da sadece kınamak için konuşur - fakat sürekli onu düşünür.
Zihni onun etrafında dönüp durur. Tanrıya karşı olmak zordur. Olsanız bile başarısız olmanız kesindir. Zihin bir yol bulur.
Sayfa 302 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Bir, bir kadınla seviştiğinizde ve orgazmınızı ve mutluluğunuzu hissettiğinizde bunun kadınla bir ilgisi yoktur; herşey sizin içinizde oluyordur. Bunun kadının orgazmıyla ilgisi yoktur, bunlar birbiriyle ilişkili bile değillerdir. Kadın orgazm olurken kendi orgazmını oluyordur, bunun sizinle bir ilgisi yoktur.
Siz belki bir başlangıç noktası
Sayfa 291 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
Güzellik onu oluşturan şeylerden daha fazlasıdır.
Ya da sevinçle kıkırdayarak ağzından kabarcıklar çıkartan küçük bir bebek- yaşam oradadır.
Küçük bebeği tahlil edin, bebeği cerrahın masasına koyun; tahlilden sonra ne bulursunuz?
Ne kabarcıklar çıkartan sevinç, ne kıkırdamalar, ne kahkahalar kalır. Hiçbir masumiyet bulunmaz, hiçbir yaşam bulunmaz.
Bebeği kestiğiniz an bebek gider, yaşam gider. Fakat cerrah hiçbir şeyin kalmadığında ısrar eder. Tartabilirsiniz; parçalar bebeğin ağırlığındadır. Geride hiçbir şey kalmamıştır, bu aynı bebektir - fakat annesini bunun aynı bebek olduğuna ikna edebilir misiniz? Bunun aynı bebek olduğuna siz ikna olabilir misiniz? Ve eğer çocuk cerrahın olsaydı o da masada yatan ölü uzuvlarıyla bunun aynı bebek olduğuna ikna olabilir miydi?
Bir şey kayboldu. Belki bu bir şey tartılamaz, belki tartılamayan birşeydir bu. Belki bu bir şey fiziksel değildir, maddi değildir, fakat bir şey gitmiştir. Bebek artık dans edemeyecektir, artık gülemeyecektir, yemek yiyip uyuyamayacak, ağlayamayacak, sevip kızamayacaktır; bir şey gitmiştir.
Tantra der ki: Toplam olan bütün olan değildir. Parçaların toplamı bütün değildir.
Bütün parçaların toplamının daha fazlasıdır. Ve bu daha fazlalıkta yaşam deneyimi vardır.
Sayfa 285 - Okyanus yayıneviKitabı okudu
İnsan hariç her şey tazedir, çünkü insan bir yük, bellek yükü taşır.
İnsanın pis, kirli, yük altında olmasının nedeni budur; yoksa tüm varoluş yeni ve tazedir.
O bir geçmiş taşımaz ve bir gelecek hayal etmez. Sadece oradadır, tümüyle oradadır! Geçmişi taşıdığınız zaman varlığınızın büyük kısmı geçmişe, olmayan geçmişe karışır.
Ve geleceği hayal
Sayfa 279 - Okyanus yayıneviKitabı okudu