Öne Çıkan Tarih-i Gılmani kitaplarını, öne çıkan Tarih-i Gılmani sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Tarih-i Gılmani yazarlarını, öne çıkan Tarih-i Gılmani yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu Kalp akçeyi ne yapalım?
Biz bunca yıl Girit'te toprak döşenip, taşı yastık yapıp gece gündüz sınır bekliyoruz. Bize böyle kalp akçe vermek insaf mıdır?
Kitabın yazarı Mehmet Halife Enderun eğitimi almıştır.
Eserinin giriş kısmında kendini Mehmed b. Hüseyin el-Bosnevî şeklinde tanıtır.
Halife unvanı ise sarayda Seferli Odası’ndaki görevini niteler.
Eserinden çıkarılabilen bilgilere göre Mehmet Halife Bosnalı olup (1633-34) IV. Murad döneminde İstanbul’a geldi. Bir süre Hasbahçe’de çalıştıysa da
1 - Abaza Hasan Paşa
2 - Tayyaroğlu Vezir Ahmet Paşa
3 - Vezir Sarı Kenan Paşa
4 - Ali Mirza Paşa
5 - Deli Ferhat Paşa
6 - Oğlu Yahya Bey
7 - Tayyaroğlu Kardeş Mustafa Paşa
8 - 9 Kahya ve oğlu
10 - 13, Hadım kardaşı Hasan ağa ve üç oğlu
14 - Abaza Hasan'ın kahyası Kefeli Ali Ağa
15 - Kapıcılar Kethüdası Mahmut Ağa
16 - Abaza Hasan'ın
Sadrazam urgana yapışıp kendisi de top çekiyordu.
Böyle yapınca onu gören herkes de gayrete gelip top çekmek zorunluluğunu duymuştur.
Bir baş hareket edince ayakta elbette ona uyar.
Bu Kalp akçeyi ne yapalım?
Biz bunca yıl Girit'te toprak döşenip, taşı yastık yapıp gece gündüz sınır bekliyoruz. Bize böyle kalp akçe vermek insaf mıdır?
Hristiyanların ata binmesini de yasakladı. Keşki bir düzeye böyle kalaydı.
Yahudi ve Hristiyan kadınlarına Müslüman kadınlarının giydiği giysi ve takyeleri geymeleri yasak edilseydi, çok hoş olurdu.
İki bin yedi yüz adam-insan, yüz yirmi saray, yüz'den fazla depo, üç yüz altmış cami, ünlü ve tanınmış kırk hamam, buna göre de medrese, mescit, hankâh ve han yanıp kül olmuştu.
Bilinmeyip yok olan şeylerin hesabı yoktur.
Ayrıca kafir askerlerinden bir hayli esir alınmıştı.
Bunlar her menzilde zincire vurulup padişahın huzuruna getirdiler.
O canlarına susamış aman kabul etmezler kılıç yasasına tabi tutuldular ve şark şark kırıldılar.
Her menzilde kırılan toplam kafir sayısı yedi bini buldu.
Herkese diri getirdikleri kafirlerin ortak önünde boyunlarını vurmaları ve kesilen başların birer kulağını kesip getirmeleri emredildi.
Herkes emrolunduğu üzere birer kulak getirdi.
Beş yüz yirmi kulak sayıldı.
Beş kuruşu beğenmeyenler tuttukları kâfirin boynunu vurdu.
"Padişah bir olur. Şimdi ise İstanbul'da beş padişah var.
Bunların zulümlerine, insafsızlıklarına dayanmak gücümüz yoktur." diye bir kez daha bağırdılar.
Bu feryatlardan sonra padişah veziri içeriye istedi.
Vezir gelen adama Mühr-ü Şerif'i verip kendisi gitmedi.