Tarih Musahabeleri
Yahya Kemal BeyatlıTarih Musahabeleri Gönderileri
Tarih Musahabeleri kitaplarını, Tarih Musahabeleri sözleri ve alıntılarını, Tarih Musahabeleri yazarlarını, Tarih Musahabeleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir milliyetçi kendi milletinin tarihine meftundur.
Demek ki târih yekpâre görülecek, topyekûn sevilecek yâhut da nefret edilecek bir şey değildir.
İNSANLAR NASIL DÜŞÜNÜRLER
Ezelden beri gerek ferdî felâketlerin, gerek milli felâketlerin şaşmaz bir kâidesi vardır: Fertler ve milletler bir hazan yaprağı gibi yalnız ve yalnız hâdiselere tâbi olarak düşünürler.
Sayfa 122 - İstanbul Fetih Cemiyeti YayınlarıKitabı okudu
(1099 yılları ) Türkler, Antakya'da Hristiyanlar ve Kudüs-i Şerifte de Müslümanlar tarafından muhasarada kaldı ve Kudüs düştü.
Sayfa 89 - İstanbul Fetih Cemiyeti YayınlarıKitabı okudu
Eğer Genç Türk inkılâbının elindeki müddeâ hürriyet olacağına, milliyet olsaydı 1908'den sonraki siyâsetin istikameti başka türlü olurdu.
Sayfa 75 - İstanbul Fetih Cemiyeti YayınlarıKitabı okudu
Vâkıâ bir kānûn-ı târihidir ki bir darbede kurulan saltanatlar bir darbede yıkılır.
Sayfa 57 - İstanbul Fetih Cemiyeti YayınlarıKitabı okudu
16 Mart darbesi (İstanbul'un işgali ) gayet gizli tutuluyordu. Yalnız birkaç gün evvel Refik Hâlid "Alemdar'a bir başmakale yazmıştı. Bu makalede yakında bir şey olacağını sevinçle inceden inceye tehditkâr bir şîve ile îmâ ediyordu. Yakup Kadri bu makaleyi görmüş, bana da gösterdi. Hakîkaten o günlere göre mânîdardı. Refik Hâlid'in kendisinin ve kardeşi Hakkı Hâlid'in İngiliz "İntelligence" adamlarıyla sıkı fiki münâsebetlerini işitmiştik. İhtimal bu makaleden başka maddî emâreler de vardı. Fakat ben yalnız bunu görmüştüm.
Sayfa 40 - İstanbul Fetih Cemiyeti YayınlarıKitabı okudu
Bilirmisiniz ki henüz iki şey tamâmıyla keşfedilmiş değildir.
Coğrafyada kutup ve târihte Türk.
Mekânı fethetmek bir mârifettir fakat mekânla beraber zamanıda fethetmek yüz misli değerindedir. Osmanlılar, Türk olmayan topraklar hâricinde meselâ Mısır'ı fethetmişlerdi fakat orada bilfiil üç yüz sene kalmışlardı.
Ben bu târihi şöyle hülâsa ettim: Viyana'ya kadar çıkan, Sakarya'ya kadar dönen bir medd ü cezir.
Târih yekpâre görülecek, topyekûn sevilecek yâhut da nefret edilecek bir şey değildir, bilâkis tetkik ve muhâkeme edilecek bir manzaradır.
Çıktı , hemi de Cumhur Reisi (:
" Belki çok ileride birgün bizde de Abdülhamîd'i tezkiye eden biri çıkar .''
Sayfa 108 - İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları , İkinci Baskı-1991Kitabı okudu