Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yakın Mazinin Siyasi ve Fikri Ahvali

Tarih Yolunda

Ali Birinci

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Fizik bilimlerinden Termodinamiğin ikinci yasası olan entropi,der ki:
Entropi, tüm maddelerde olduğu kabul edilen düzensizliğe doğru bir yayılma eğilimidir. Evrende her şey kendini minimum enerjiye (yani daha düşük enerjiye) çekmek ister. Örneğin yukarıdan bırakılan bir taş, aşağı düşmek ister. Çünkü aşağı dediğimiz nokta, yukarı dediğimiz noktadan daha düşük bir enerji seviyesine sahiptir. Demir bir kaba sıkıştırılan bir gaz kendini dışarı atmak ister. Çünkü dış ortamdaki gazlar daha düzensizdir. İnşâ edilen ev, çok uzun bile sürse eninde sonunda yıkılacak, dağılacaktır. Tersine giderek daha sağlamlaşıp yenilendiği görülmemiştir. Zaman ilerledikçe entropi artar ve yıkım yakınlaşır. Bu durum hem enerjinin bir formu olan tek tek maddeler için, hem de hepsinin toplamı olan evren için geçerlidir. Mikro ölçekte ne varsa makro düzeyde de aynı şekilde ilerlemektedir.
Devletler yıkılır, ama yaşananlar kendinden sonraki devlete tecrübe olarak aktarılır. Tarih, bu haliyle sürüp giden döngüsel hareketlerin bir dizisidir. Tek bir tarih değil, birçok tarih, tek bir ilerleme biçimi değil, birçok ilerleme ve gelişme gözlemlenir. Balta girmemiş ormanlarda yaşayan yerli halk yiyeceklerini sözde ilkelliklerine uygun olarak yaprakların içinde pişirebilirler. Fakat aynı topluluk, söğüt ağacından elde ettikleri özü “modern dünyadan” çok daha önce ağrı kesici ve ateş düşürücü özelliklerinden dolayı hastalıklarda kullanmıştır. Toptan bir gelişme ya da geri kalma anlayışı söz konusu olmadığından her topluluğun ya da insanın kendi sistemi içinde farklı gelişim alanları olacaktır. Her topluluk kendine özgü olduğundan, bir başkası ile kıyaslanması yine tek bir doğru anlayışının sonucu olarak eksik kalacaktır. İlerlemenin, tek bir medeniyete ait olması fikri sınırlayıcı olduğu kadar, dünyanın geri kalanı için de yargılayıcı bir yaklaşımı da beraberinde getirecektir. Tek bir topluluğun, belirlenen sınırlar ölçüsünde iyi olması, diğerlerini doğal olarak eksik ve kötü yapacaktır.
Reklam
iyinin yerine daha iyinin konulması
Bu bakışta, daha iyinin bir sınırı yoktur ve insan sonsuz bir hedefle karşı karşıya kalmaktadır. Eldekiler asla yeterli gelmez. Zira daha iyi, hep bir sonraki zamanda saklıdır. O yüzden bugün, yarını hazırlamalıdır. Yoksa geri ve eksik kalırız.Sahip olduklarımız ve içinde yaşadığımız an, bu bağlamda mutlu/tamam/güçlü/iyi olabilmek için hep yetersiz kalacaktır. Zamanın bir sonu yoksa ulaşılacak ‘daha iyi’nin de bir sonu olmayacaktır. Modern insanın mükemmeliyetçiliğini ve kusursuzluğa olan düşkünlüğünü bu yaklaşımın bir yansıması olarak görmek mümkündür.
Avusturalya’da ormanda ilerleyerek bizlere yerli halkı tanıtacak olan muhabir, medeniyetten çok uzak bu balta girmemiş ormanlarda… diye söze başladığında, medeniyetin bir tane ve ona uzak olanın da ilkel olduğunun, farkında olarak ya da olmayarak altını çizmektedir. Ormana girmesi beklenen baltanın görevi, bu karmaşık yeşilliği insanın kontrolüne ve hizmetine sokabilmesidir.
gelecek iyi ve umut dolu...
Bugün, modern insanın zihnini şekillendiren ve değerlerinin oluşmasında önemli bir yeri olan bu yaklaşım ilerlemeci tarih görüşü adı ile anılmaktadır. İlerlemeci bakışın getirdiği bir sonuç olarak gelecek iyi ve umut dolu iken, geçmiş eski ve geride kalmış olandır. Yeni ve eskiye yüklediğimiz bu anlamlarla yapılan tüm okumalar da doğal olarak bu gözlüklerin kontrolünde olacaktır.
Kadim medeniyetlerde başlangıç, insanın yaratılışı ve cennetteki yaşamıdır. Bundan uzaklaştıkça bozulma artar. Antik Yunan’da ilerleyen tarih bir bozulma ve çürüme olarak görülür. Başlangıçtan uzaklaşmak, cennet ile aramızdaki mesafeyi artırmaktadır. Bu bağlamda belirleyici olan gelecek değil, geçmiştir. İnsan, doğanın bir uzantısı olarak kabul
Reklam
Bugün, modern bilim ve geleneksel dünya görüşü zaman konusunda ortak bir noktada buluşmuş gözüküyorlar. Evren, yaratıldığı ilk andan itibaren bir yıkıma, sona doğru ilerlemekte. Aynı şekilde evrendeki her yaratılmış kendine ayrılan zaman diliminin içinde dağılmaya/ölüme doğru gitmekte. Entropi ister büyük enerji formları için ister küçük maddeler için olsun, fark gözetmeksizin her geçen gün artarak kıyâmetleri bize doğru yaklaştırıyor. Bu durumda kendisini çöküşe doğru götüren büyük bir döngüde evren, içindekilerle birlikte yolculuğuna devam etmekte. Ölmeye mahkûm olan ve her an yıkımı hızlanan bu dünyanın bir görevi var. Bunun önüne geçebilmek mümkün gözükmüyor. Fakat döngüsel süreçler, batttığı yerden tekrar doğacak olanın müjdesini veriyor. Ölümsüz olan yanımız keşfedilmeyi bekliyor. İnsan kaçınılmaz olandan ancak mânevî yönüne tutunarak/yaslanarak kurtulabilir gibi gözüküyor.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.