Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihten Alınacak Dersler

Will Durant

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kendimize, zekâmızın hazmedebileceğinden fazla hürriyet mi verdik?
Sayfa 118 - bedir yayınları, birinci baskı, 1994, istanbul
Bizim üzülme, rahatsızlanma kapasitemiz sonsuzdur, ve kaç güçlüğün üstesinden gelirsek gelelim, kaç idealimizi gerçekleştirirsek gerçekleştirelim, biz, kendimizi şaheserce mutsuz hissetmek için her zaman bahane buluruz; beşeriyet veya kâinatı bizim tasdikimize lâyık görmeyerek reddetmekle sinsi bir zevk duyarız.
Sayfa 119 - bedir yayınları, birinci baskı, 1994, istanbul
Reklam
"Bilgisini arttıran kederini de arttırır, ve hikmet ne kadar fazla olursa, elem ve dert de o kadar çok olur."
Sayfa 118 - bedir yayınları, birinci baskı, 1994, istanbul
zımbalar da bugün
Öğretmenler, yetiştirdiklerinden korkuyor ve onlara dalkavukluk ediyor, ve talebeler de büyüklerine ve hocalarına tepeden bakıyorlar... Yaşlılar, suratsız ve otoriter diye düşünülmemeleri için, gençleri taklit ediyorlar... İki cinsin birbirleriyle olan münasebetlerindeki hürriyet ve eşitliği de söylemeyi unutmamalıyım... Vatandaşlar, otoritenin en hafif bir dokunuşu altında sabırsızca tedirginlik hissediyor, ve sonunda... yazılı veya yazılmamış kanunlara aldırış etmiyorlar... Ve bu da diktatörlüğün [tyrannis] çıkmasına zemin hazırlayacak en şaşaalı bir başlangıçtır... Her şeyin aşırı derecede artması aksi istikamette bir reaksiyona sebep olur... Diktatörlük, tabiî olarak, demokrasiden çıkar, ve diktatörlük ve köleliğin en kötü şekli de, hürriyetin en aşırı şeklinden doğar.
Sayfa 93 - bedir yayınları, birinci baskı, 1994, istanbul
Burası çok önemli
Irkın tarihte oynadığı rol, yaratıcı olmaktan ziyade hazırlayıcıdır. Biribirinden farklı genlerin cinsî üremede bir araya gelmelerini andırırcasına, bir bölgeye biribirlerinden farklı zamanlarda gelen muhtelif ırklar kanlarını, geleneklerini, veya yaşayış tarzlarını biribirleriyle veya mahallî halkla kaynaştırırlar. Böylesine bir etnik karışım, asırlar sonra yeni bir tip, hattâ yeni bir halk meydana getirebilir. Böylece Keltler, Romalılar, Angle’ler, Saxon'lar, Jute'ler, Danimarkalılar ve Norman'lar biribirleriyle kaynaşarak İngiliz'i vücuda getirdiler. Yeni bir tip şekillendiği zaman, onun kültürel yönleri tamamen kendine özgüdür, ve bu durum da yeni bir medeniyet oluşturur—yeni bir fizyonomi [dış görünüşl, karakter, dil, edebiyat, ahlâk ve sanat. Medeniyeti yapan ırk değildir, halkı yapan medeniyettir: coğrafî, ekonomik, ve politik şartlar bir kültür yaratır, ve kültür de beşerî bir tip yaratır. İngiliz, İngiliz medeniyetinin kendisini yaptığı kadar, İngiliz medeniyeti yapmaz. Eğer o gittiği her yere o medeniyeti de beraberinde götürüyorsa, ve Timbuktu'da da yemek masasına simokinle oturuyorsa, bu onun, kendi medeniyetini yeniden yaratması değil, orada dahi, o medeniyetin kendi ruhu üzerindeki üstünlüğünü kabul ettiğini gösterir.
Sayfa 44 - bedir yayınları, birinci baskı, 1994, istanbul
Değişikliklere karşı koyan muhafazakâr, bu değişiklikleri teklif eden radikal kadar değerlidir; belki de daha da değerlidir, zirâ ağacın kökleri ağaca yapılan aşıdan daha hayatîdir.
Sayfa 50 - bedir yayınları, birinci baskı, 1994, istanbul
Reklam
Bir gün, medeniyetimizin de öteki medeniyetler gibi ölebileceği bizi fazla rahatsız etmemeli.
Sayfa 122 - bedir yayınları, birinci baskı, 1994, istanbul
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.