Tartışmalar
Tahsin YücelOldest Tartışmalar Quotes
You can find Oldest Tartışmalar quotes, oldest Tartışmalar book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Politikacı, iktidarın karşısındayken, şu ya da bu ilkelere göre, şu ya da bu biçimde bir söylem oluşturmuştur, karşısındaki ne söylerse söylesin, hangi açıklamaları getirirse getirsin, kendisi üç aşağı beş yukarı hep aynı söylemi sürdürür; iktidara geçer, söylemini değiştirmesi gerekir; ancak, genellikle yapılana bakılırsa, seçilmesi en kolay söylem kendinden öncekinin (öteden beri çekişegeldiği karşıtının) söylemidir, birkaç küçük düzeltmeyle bu söylemi yüklenir, öteki de (neden olmasın? Koltukları ve makam arabalarını da değişmediler mi?) onun bıraktığını; ama, az mı gördük, çekişmeleri hep sürer; nasıl olsa, izlencenin nesnesi söylemin kendisi değil, söylemin sürdürülmesidir. Günlük basında ya da yazın dergilerinde iki yazar (ya da iki yazar topluluğu) arasında başlayan tartışmalar da böyle bir özellik gösterir çoğunlukla: söylemler ve karşı-söylemler birbirine eklenip durur, ama izlence ortak bir çözüme ulaşmak değildir, karşıtın izlencesini (ya da söylemini) çözümlemek bile değildir, yalnızca yenilgiye uğratmaktır.
...sağırlığı bir yaşama biçimi, bir yazarlık tutumu olarak benimsemişlerdi. Öyle ki, başkasının söylemine kulağını sıkı sıkı kapamanın insanın doğal özelliklerinden biri olup olmadığını düşünmemek zorlaşıyordu.
Hiçbir konuda başkalarına örnek olmak gibi saçma bir tutkum bulunmaması bir yana, bu yazıların öyle kusursuz tartışma yazılan olduklarını da ileri sürecek değilim.
Daha önce kendisi üzerine tek satır yazmamış olmama karşın, “Överken iyiydik de şimdi sizi eleştirince mi kötü olduk?” demeye, yıllardır savunageldiğim ve birtakım araştırmalarımda uyguladığımı sandığını göstergebilimsel yöntemi bana karşı savunmaya dek götürdü işi.
Bilirsiniz: bizde eleştiri, değerlendirme gibi edimler kurumlaşmamıştır. Birbirimizi ya yerin dibine batırır ya da göğe çıkartırız. Biri bizi övdü mü, hele gençse, ondan yeteneklisi, eleştirdi mi, ondan bilgisizi yoktur”, türünden gözlemlerde bulunmasına da bir anlam veremedim.
"Eleştirmeyi bildiğimiz denli eleştirilmeyi de bilmeliyiz”