Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Taş Devri Ekonomisi

Marshall Sahlins

Taş Devri Ekonomisi Gönderileri

Taş Devri Ekonomisi kitaplarını, Taş Devri Ekonomisi sözleri ve alıntılarını, Taş Devri Ekonomisi yazarlarını, Taş Devri Ekonomisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyanın en ilkel halklarının pek az şeyi vardır ama yoksul değillerdir......... yoksulluk Her şeyden önce insanlar arasındaki bir ilişkidir, toplumsal bir statüdür ve bu niteliği ile uygarlığın bir icattır
Içinde yaşadığımız Çağ daha önce benzeri görülmemiş bir açlık Çağdır çok büyük bir teknik güce eriştiğimiz bu çağ da açlık kurumsallaşmıştır
Reklam
Avcı ve toplayıcıların yiyeceği elde etmek için ilkel tarımcılardan daha fazla çalışmaya ihtiyacı yoktur John Mill der ki emekten tasarruf etmek için icat edilen aletlerden hiçbirisi asla kimsenin bir dakika bile emeğini azaltmamıştır
Avcı toplayıcılarda uzmanlaşmanın olmaması zaman eksikliğinden değil pazarın olmayışından kaynaklıdır
Daha kötüsü tüketicinin Özgür tercihi üzerine kurulu olan oyunda Her edinme aynı zamanda bir yoksun kalmalıdır Çünkü ne zaman bir şey satın alınsa onun yerine edinebilecek başka bir şeyden vazgeçilir.
Hakikatin ve insanların çıkarlarının çatışmadığı matematikten farklı olarak sosyal bilimlerde tartışma götürmez hiçbir şey yoktur. Çünkü sosyal bilim insanları karşılaştırır ve onların haklarına ve karlarına müdahale eder. Öyle ki insan akla karşı olduğu için akıl da insana karşı olur
Reklam
Genel anlayışa göre bir bolluk toplumu, herkesin maddi ihtiyaçlarının kolayca karşılandığı bir toplumdur. O halde, avcıların refah içinde olduğunu öne sürmek, insanlık durumunun, sınırsız ihtiyaçları ile yetersiz araçları arasındaki daimi farklılık nedeniyle insanın yoğun çalışmaya mahkûm olduğu mukadder bir trajedi olduğunu yadsımak demektir. Çünkü bolluğa iki şekilde ulaşılabilir. İhtiyaçlar ya çok üreterek veya az şey arzu ederek "kolayca karşılanabilir". Bildik anlayış, Galbraithçi düşünce, bilhassa pazar ekonomisine özgü varsayımlarda bulunur: İnsanın ihtiyaçları sonsuz olmasa bile çok büyüktür; buna karşın -her ne kadar bu araçları geliştirmek mümkün olsa da- elindeki araçlar sınırlıdır. Dolayısıyla, araçlar ile amaçlar arasındaki uçurum, en azından "acil mallar” bollaşana kadar endüstriyel üretkenlikle daraltılabilir. Fakat bizimkilerden daha farklı öncüllerden hareket ederek bolluğa ulaşan bir de Zen yolu vardır: İnsanın maddi ihtiyaçları sınırlı ve azdır, teknik araçları ise sabit, fakat genel olarak yeterlidir. Zen stratejisini benimseyen bir halk, düşük bir yaşam standartında benzersiz bir maddi bolluğun tadını çıkarabilir.
Sayfa 13
Her şeyden önce bugün yaşadığımız dünyayı nasıl değerlendirmeliyiz? İnsanlığın üçte biri ila yarısı arasında değişen bir bölümünün her gece aç yattığı söyleniyor. Eski Taş Devri'nde bu oranın çok daha küçük olması gerekir. İçinde yaşadığımız çağ, daha önce benzeri görülmemiş bir açlık çağıdır. Çok büyük bir teknik güce eriştiğimiz bu çağda, açlık kurumsallaşmıştır. Bir başka kutsal formülü daha tersyüz edelim-. Kültürün gelişmesiyle birlikte açlık miktarı göreli ve mutlak olarak artıyor.
Sayfa 46
Darlık içindeyken ve çalışırken durumlarına neşe içinde katlandıklarını gördüm... Onlarla birlikteyken büyük acılar yaşayacağım diye gözüm korktu; bana şöyle dediler: "Bazen iki, üç günü yiyecek olmadığı için aç geçiririz. Cesaretli ol Chihine, ruhun acıya ve zorluğa göğüs germek için güçlü olsun; kederli olma, yoksa hasta olursun. Bak bize, yiyecek az şeyimiz olmasına rağmen gülmeyi ve eğlenmeyi elden bırakmıyoruz” (Lejeune, 1897, s. 283; bkz. Needham, 1954, s. 230).
Sayfa 42
Orijinal Bolluk Toplumu
"Yerleşik görüş her zaman inatçıdır. İnsanı polemik yürüterek karşı çıkmaya, gerekli düzeltmeleri diyalektik olarak ifade etmeye zorluyor: Avcı toplumunu yakından inceleyecek olursanız gerçekte o orijinal bolluk toplumuydu."
Sayfa 13
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.