Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çocuklar İçin Dünya Tarihi 1

Taşbaltalar ve Piramitler

Christer Öhman

Taşbaltalar ve Piramitler Gönderileri

Taşbaltalar ve Piramitler kitaplarını, Taşbaltalar ve Piramitler sözleri ve alıntılarını, Taşbaltalar ve Piramitler yazarlarını, Taşbaltalar ve Piramitler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
62 syf.
·
Puan vermedi
Çocuklar için dünya tarihi diye geçiyor kitabın adı ancak şunu belirtmek gerekiyor kitap taraflı yazılmıştır. Bundan dolayı çocukların kafalarına yalan yanlış şeyler yerleştirmeyi doğru bulmuyorum. Bunun ikinci kitabına da göz atmıştım o da pek farklı değildi. O yüzden kitabın adı çocuklar için tarih kitabı diye çocuklara okutulması doğru değildir. Çocukken verilen yanlış bilgilerin ileride düzeltilmesi zor olacaktır.
Taşbaltalar ve Piramitler
Taşbaltalar ve PiramitlerChrister Öhman · Kırmızı Kalem Yayınevi · 200231 okunma
"Mısırlılar, öldükten sonra yeraltında başka bir yaşamın devam ettiğine inanıyordu. Bu nedenle ölenler giysileri, mobilyaları yiyecekler ve ihtiyaç duyacağına inandıkları şeylerle birlikte gömülüyordu. Eğer bir insan öldükten sonra da yaşamaya devam edecekse, onun bedeninin zarar görmemesi gerekiyordu. Aksi halde, ruh tekrar bu bedene dönemezdi. Bu nedenle ölüyü mumyalıyorlardı."
Kırmızı Kalem Yayınevi
Reklam
Nuh Tufanı masalının Sümer'deki kökeni.
"Sonra gemiye altın, gümüş ve haftalarca yetecek yiyecek yükledi. Karısı, çocukları ve hizmetçileri de gemiye bindi. Sonra her hayvandan bir dişi ve bir erkeği gemiye aldı. En sonunda kendisi de gemiye girdi ve kapısını sıkıca kapattı. Gökyüzünde simsiyah, kocaman bir bulut belirdi. Ve daha önce hiç görülmemiş şiddette bir yağmur başladı. Altı gün yedi gece gökyüzü su olup yeryüzüne boşaldı. Kasırgalar, kırbaçlarını sallayıp durdu. Olağanüstü büyük bir dalga, şehirleri ve köyleri yuttu. Yedinci gün yağmur ve fırtına durdu. Denizler sakinleşti. Utnapishtim bir delik açıp dışarı baktı. Her taraf sular altındaydı. Bütün insanlar ve hayvanlar ölmüştü. Utnapishtim diz çöküp ağlamaya başladı. Sonra tekrar dışarı baktı ve çok uzakta suları yırtıp çıkan bir dağ tepesi gördü. Geminin yönünü oraya çevirdi. Bir gün bir gece yol aldıktan sonra gemi, bu dağın tepesinde karaya oturdu. Burada bir hafta kaldı. Sular alçalmaya başlamıştı. Utnapishtim, bir güvercin alıp gök yüzüne salıverdi ama konacak bir yer bulamayan güvercin yorgun argın geri geldi. Sular biraz daha alçalmıştı. Bu defa Utnapishtim bir kırlangıç bıraktı gökyüzüne. Ama o da konacak bir yer bulamadı ve gemiye döndü. Sonra sular biraz daha alçaldı. Bu kez bir kuzgunu salıverdi Utnapishtim. Kuzgun uçtu uçtu, konabileceği kuru bir yer buldu ve geri gelmedi. O zaman Utnapishtim, halkı ve hayvanlarıyla birlikte gemiyi terk etti. Dağda tanrılara adak olarak bir ateş yaktı. Bugün yaşayan bütün insanlar Utnapishtim ve onun çocuklarından geliyor. Ve yeryüzünün bütün hayvanları da onun gemisine aldığı hayvanlardan."
Kırmızı Kalem Yayınevi
Tüm tanrı'lar ölümlüdür
"Ay Tanrısı Nanna, Ur'daki bir tapınakta yaşıyor. O, Gökyüzü Tanrısı Enlil'in oğlu ve Güneş Tanrısı Şamaş'ın babası. Hiç kimse Nanna'yı görmemiştir. Ama Sümer halkı herşeye O'nun karar verdiğini bilir. Eğer kızarsa tarlalardaki tohumları kurutur, savaşlar çıkarır ve insanları salgın hastalıklarla cezalandırır. Ama eğer keyfi yerindeyse tohumlar bire bin verir ve herkes mutlu olur. Bu yüzden Ur halkı, Nanna'yı kızdırmamaya çalışır. Tapınakta yaşayan çok sayı da din adamı vardır ve bunlar tarlada çalışmaz. Din adamlarına rahip deniyor. Bütün işleri, günde birkaç kez Nanna'ya dua etmektir. Bu ibadetin nasıl yapılacağını ve Nanna'yı mutlu etmek için nasıl kurban sunulacağını yalnızca rahipler bilir. Bu nedenle Ur şehrinde rahiplerin önemli bir yeri var."
Kırmızı Kalem Yayınevi
İçim acıdı
"Taş çağı insanları çok kurnaz avcılardı. İşte burada, önce mamutların geçtiği yolları buluyorlar. Derin bir çukur kazıp üzerini dallarla kapatıyor ve dalların üzerini otlar ve yapraklarla örtüyorlar. Şimdi koşarak mamutlar geliyor. Bir mamut çukura düşüyor. Çaresizlik içinde kurtulmaya çalışıyor. Ama ne yaparsa yapsın kurtulma şansı yok. Çukur kurtulamayacağı kadar derin kazılmış; şimdi sıra avcılarda. Saklandıkları yerden ortaya çıkıyorlar. Mamut artık kendini savunamayacak kadar çaresiz. Avcılar hep birlikte mızrakla rını mamuta saplıyor. Uzun zaman alsa da sonunda mamut ölüyor. Avcılar onun kocaman bedenini parçalara ayırıp evlerine taşıyorlar. Şimdi ailelerine aylarca yetecek kadar etleri var. Etleri yaktıkları ateşin dumanın da tütsüleyerek, ya da küçük parçalara ayırıp güneşte kurutarak uzun süre kokmadan ve çürümeden saklayabiliyorlar."
Kırmızı Kalem Yayınevi
"Araştırmacılara göre insana benzeyen ilk yaratıklar yaklaşık üç milyon yıl önce Doğu Afrika'da yaşadı. Bunlara Latince Australopithecus, yani "Güneyden Gelen Maymun" denildi. Bu Australopithecus'lar bizim şimdi göründüğümüz gibi değillerdi. Boyları 120 santimetreyi geçmiyordu. Dizlerini kırarak yürüyorlardı. Bizimkinden daha düz ve uzun alınları vardı. Ama iki ayakları üzerinde yürüyorlardı. Ağaçların yere yakın dallarından meyve ve yemiş toplayabiliyorlardı."
Kırmızı Kalem Yayınevi
Reklam
Hammurapi qanunları:
Eğer bir erkeğin evlendiği kadın hasta olursa, erkek başka bir kadınla evlenebilecektir. Ama, hasta kadını korumasız biırakamayacak; ona bir ev yapacak ve ölene kadar bakacaktır. Eğer bir çocuk babasına vurursa elleri kesilecektir.
Hammurapi qanunları:
Eğer karı koca anlaşamıyorsa hatanın kimde olduğu araştırılacaktır. Eğer koca karısını ihmal ediyorsa kadın, suçsuz de mektir. O zaman kadın çeyizlerini alarak babasının evine gidebilecektir. Eğer evli bir kadın, başka bir erkekle ya kalanırsa ikisi birbirine bağlanarak nehre atılacaktır.
Sidartha 49 gün sonra ağacın altından kalktı. Gerçeği bulmuştu! Şimdi acıların neye bağlı olduğunu biliyordu. Acıların nedeni insanların iktidar ve mutluluk pe­şinde koşmalarıydı. O anda ismini değişti­rerek kendine Buda adını verdi. Anlamı ‘Uyanan’ demekti.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.