Kitabı almamdaki en büyük etken konusundan ziyade belki de adıdır. Bazı kitaplar içeriğinden büyük başlıklar atabiliyor.
Kitabın tamamı bende bir çocuğun gereksiz detaylarla doldurulmuş ve kaybolan günlüklerini okuyormuş hissi yaratsa da altında yatan derin psikolojik yalnızlığını kavrayabiliyorsunuz. Mafya hikayeleri sevenler için tercih edeceklere keyifli okumalar.
Kültürlüler kitaplar hakkında çok şey biliyor, ama hayat hakkında hiçbir şey bildikleri yok.
…. Kitapların büyük kısmı kimsenin umursamadığı ve hiçbir işe yaramayan konuları anlatır.
Juan Pablo Villalobos Meksikalı bir yazar.Tavşan Deliğinde Fiesta da onun ilk romanı.Pek çok dile çevrilmiş kitap.
Hikâye, Meksika'nın büyük uyuşturucu tacirlerinden birinin oğlu olan Tochtli'nin ağzından anlatılıyor.Tochtli, dış dünyayı özel öğretmeninin anlattıklarından, biraz da yatmadan önce okuduğu sözlükteki kelimelerden tanıyor.En büyük isteği, Liberyalı cüce suaygırına sahip olmak.
Latin Amerika ülkelerinde uyuşturucu tacirlerinin hikâyelerinden ve yolsuzluk hikâyelerinden yola çıkan "narkoedebiyat" olarak nitelendirilen popüler bir tür varmış.
Daha önce Yuri Herrera'nın kitaplarının "narko-noir" olarak tanımlandığını görmüştüm.
Tavşan Deliğinde Fiesta'yı atmosfer açısından Yuri Herrera kitaplarına benzer buldum.Sadece bir çocuğun gözünden anlatıldığı için hikâye, çocuğun algılayabildiği kadarıyla anlayabiliyoruz o karanlık dünyayı.Hikâye sert bir hikâye ancak çocuk bakış açısı hikâyeyi yumuşatmış.
Üzerine düşündükçe daha çok sevdiğim bir kitap oldu Tavşan Deliğinde Fiesta.
Hani mafia filmleri vardır, uyuşturucu tacirleri onların yanında boy gösteren adamları kızarkadaşları vs, hah işte bu da tam öyle bir uyuşturucu baronunun küçük oğlunun gözünden filmlerde izlediğimiz narkodünyayı anlatıyor. Kısacık zaten bence okuyun, güzel.