Tayyipgiller Kökeni ve Sınıf Yapısı Cilt I

Nurullah Ankut

Tayyipgiller Kökeni ve Sınıf Yapısı Cilt I Quotes

You can find Tayyipgiller Kökeni ve Sınıf Yapısı Cilt I quotes, Tayyipgiller Kökeni ve Sınıf Yapısı Cilt I book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Okuyalim
Bu aşağılık, insan düşmanı sınıf (Tefeci Bezirganlar), Hz. Muhammed’in, o düzeni elinden geldiğince ılımlılandırmaya çalıştığı-onu amaçlayan Ayet ve Hadislerini bütünüyle yok sayar, benimsemez. Mecburiyetten dolayı, Kur’an’a koyduğu Tefeci-Bezirgân düzeninin kurallarınaysa dört elle sarılırlar. İslamiyetin yalnızca bunlardan oluştuğunu söyler ve
Tarikatlar ise, Hz. Muhammed’in ve Kur’an’ın bu özünü hiç anlamaz ve kavramazlar. İslamdaki bu dünya-öbür dünya bütünlüğünü, amacını, daha doğrusu özünü anlayamadıkları için bozup parçalarlar. Bu dünyaya boş verilmesini, asıl önemli olanın öbür dünya olduğunu söylerler. Hatta en önemli olanın Allah’a varmak, onunla bütünleşmek olduğunu savunurlar. Bunun yolunun da bu dünyadan bütünüyle vazgeçip ibadetle, zikirle uğraşmaktan geçtiğini öne sürerler hatta taraftarlarına-meczuplaşmış müritlerine emrederler. Böylece de saf, bilinçsiz insanlarımızı kandırarak, din duygularını istismar ederek ağlarına-tuzaklarına düşürüp insafsızca sömürürler... Kölece kullanırlar…
Reklam
Tayyipgiller’in, “İslami Bankacılık” adı altında faizcilik yapmaları, resmi evrakta sahtecilik, zimmetçilik, ihaleye fesat karıştırma gibi aşağılık, yüz kızartıcı suçlardan yargılanıyor olmaları, kamu arsalarını, ormanlarını yağmalamaları tesadüfî değildir. Onların bu sınıf karakterlerinden kaynaklanmaktadır. Yani cibilliyetleri iktizasıdır. (yaratılışlarının gereğidir.) İşte onlar bu sınıf karakterleri yüzünden, “Sümerbank’ı bitirdik, yakında Tarihten sileceğiz” diye bayram etmektedir... Ve yine bu sebepten en kârlı, Türkiye’nin en büyük, en önemli kamu işletmelerini, birkaç yıllık kârları karşılığında gözlerini kırpmadan, elleri titremeden ve hiç duraksamadan yerli-yabancı Finans-Kapitalistlere (Parababalarına) peşkeş çekebilmektedirler. Tabiî komisyonları karşılığında... Ve de ağababaları olan ABD’nin ve AB’nin finans kurumları olan IMF, Dünya Bankası öyle emrettiği için... Yani emperyalistler “sat” diyor, bizim Tefeci-Bezirgânlar, “derhal” diyor, “emriniz olur” diyor ve hemen satıyor... Halka, vatana ihanet ettiklerini bildikleri halde... Dediğimiz gibi onlarda vatan ve millete ilişkin değerler yok ki... Lakin bu böyle gitmez! Bu halk koyun sürüsü değildir... Öyle sananlar fena halde yanıldıklarını göreceklerdir. Fakat, o zaman kendileri için iş işten geçmiş olacaktır...
Tarikatlar dini sapıtmadır. Hz. Muhammed’in Kur’an’da ve Hadislerde ortaya koyduğu öğretinin amacı, çağının şartları içinde bu dünyada en insancıl toplum düzenini kurmaktır. Yani Kur’an bütünüyle bu dünyanın düzeniyle uğraşır. O dönemde, Arap Toplumunun içine girdiği sınıflı toplum düzeninin (Tefeci-Bezirgân düzeninin) insanlara verdiği acıları ve
Okuyalim
Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfı kimdir? Şimdi bunu görelim… İnsanlık, insanı yük hayvanı veya sağmal sürü yerine koyan bugün içinde yaşadığımız sınıflı toplum rezilliğine düşmeden önce, bir milyon yedi yüz bin yıl sınıfsız toplum halinde yaşadı. Adına İlkel Sosyalist Toplum da denen o toplumda insanın insanı sömürmesi, ezmesi, aşağılaması-hor
ABD, sosyalizmin yayılmasını önlemek için ünlü “Yeşil Kuşak Projesi”yle, Asya ve Ortadoğu ülkelerini ideolojice karantinaya aldı. İslamı, Ortaçağcı bir siyasi ideoloji biçiminde kitleler içinde yaygınlaştırdı. İmam Hatipler, Kur’an Kursları, Tarikatlar pıtrak gibi ülkenin her yanını sardı. Tabiî DP Hükümetini, Demirel’in Adalet Partisi (AP) Hükümetleri takip etti. 12 Eylül sonrası bunların yerini Turgut Özal’ın ANAP Hükümeti aldı. Sonra yine Demirel’in DYP’si ve B. Ecevit’in DSP’si iktidara geldi. Tabiî bu hükümetlerin bir bölümüne A. Türkeş’in MHP’si de koalisyon ortağı olarak katıldı. Bütün bu hükümetler hep aynı siyasi hattı izledi. Bu hat ABD tarafından çizilmiştir. Türkiye’de sosyalizmin gelişmesine izin verilmemeliydi. Onun için Siyasi İslam’ın önü açılmalıydı. Kontrgerilla’nın özel örgütü olan MHP bizzat ABD tarafından yönlendirildi ve yerli-yabancı Parababaları tarafından her anlamda desteklendi. Böylece, devrimcilerle savaşacak bir yarı resmi güç oluşturulmuş oldu. Bu parti ve güçleri, 12 Mart ve 12 Eylül Faşist Darbelerinin hazırlanmasında kendilerine verilen görevi başarıyla yerine getirdi
Reklam
Tarikatlar, Hz. Muhammed’in ve Kur’an’ın bu özünü hiç anlamaz ve kavramazlar. İslamdaki bu dünya-öbür dünya bütünlüğünü, amacını, daha doğrusu özünü anlayamadıkları için bozup parçalarlar. Bu dünyaya boş verilmesini, asıl önemli olanın öbür dünya olduğunu söylerler. Hatta en önemli olanın Allah’a varmak, onunla bütünleşmek olduğunu savunurlar. Bunun yolunun da bu dünyadan bütünüyle vazgeçip ibadetle, zikirle uğraşmaktan geçtiğini öne sürerler hatta taraftarlarına-meczuplaşmış müritlerine emrederler. Böylece de saf, bilinçsiz insanlarımızı kandırarak, din duygularını istismar ederek ağlarına-tuzaklarına düşürüp insafsızca sömürürler... Kölece kullanırlar…
Bir kaç sözcükte Halkımıza!
Ey Halkım, ne hallere düşürüldün, kimler tarafından yönetiliyorsun, bir bak, bir düşün! Demokratik Halk İktidarını kurup, Parababalarının sömürü ve talan düzenine son vermedikçe, Tayyipgiller’den kurtulamazsın. Bunların dilindeki dini sözlere kanma. O sözler bunların yalnızca dilindedir, gönlünde değil. Gönüllerinde olsa böyle mi yaşarlar, bunları mı yaparlar? Dini inançlarının ve duygularının bunlar tarafından sömürülmesine izin verme! Bunlar samimi değildir. Küp doldurma ve koltuk kapma sevdasındadır bunlar. Başka hiçbir dertleri yoktur bunların. Bunlara kanma. Bunların oyuncağı olma!
Laf lafı açıyor-çağrışımlar da bizi ister istemez etkiliyor. Düşüncemizi peşine takıyor ve konumuzdan bir anlamda uzaklaşır gibi oluyoruz. Fakat şu sıralar çok gündemde olduğu için ve Tefeci-Bezirgân Sermaye temsilcilerinin yani Tayyipgiller’in, halkımızı kandırmada kullandıkları en önemli siyasi araçlardan biri olduğu için şu Türban meselesinin
Cumhuriyet Devrimimiz ve Sonrasında geriye gidişin ana sebebi
Bizde burjuva devrimi hep söylediğimiz gibi 1923’te oldu. Anadolu burjuvazisi son derece cılız ve ufuksuz olduğu için tek başına devrimini yapamadı. Memleket Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında işgal edilmişti. O emperyalist işgali ve paylaşımı resmileştiren Sevr Antlaşması padişah Vahdeddin ve Hükümetine kabul ettirilmişti. Bu
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.