Sözler ve Alıntılar
Engels'in kuramına göre, insan eşitsizliğini ortaya çıkaran bütün mekanizmalar, erkeğin üstünlüğü ve kadının bağımlılığı esasından türemiş, cinsel politika bütün öteki toplumsal, politik ve ekonomik yapıların kökenini meydana getirmiştir. Ataerkil düzende, mülkiyet kavramı, kadına sahip olmak biçiminden çıkıp, mal, toprak ve sermayenin özel mülkiyetini de kapsar duruma gelmiş ve Engels ile Marx kadının erkeğe bağımlılığını, bütün iktidar sistemlerinin eşitsiz ekonomik ilişkilerin ve baskının tarihsel ve kavramsal prototipi olarak görmüştür.
"Emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan bu erkekler", üzerinde otorite sahibi olacakları bir ailenin geçimini sağlayarak o aileye 'reis' olmuşlar ve bu sayede toplumda saygın bir statü elde etmişlerdir. Bu da en yaygın 'erkeklik inşa stratejisi' haline gelmiştir.
Engels, analık hukukunun yıkılışını, kadın cinsin büyük tarihsel yenilgisi olarak görmüş, bu yenilgiyle evde bile, yönetimi elde tutan erkek olmuş; zaman içinde kadın aşağılanmış, köleleşmiş ve erkeğin keyif ve çocuk doğurma aleti haline gelmiştir. Kadının bu aşağılanma durumu, giderek süslenmiş, aldatıcı görünüşlere sokulmuş, bazen yumuşak biçimler altında saklanmış, (romantik aşk hikayeleri gibi) ama hiçbir zaman ortadan kaldırılamamıştır.
Cinsiyete göre bölünmüş ataerkil toplumlarda, norm erkek, kadın ise tuhaf olan olarak kabul edilmiştir.
Sayfa 33 - Agora kitaplığıKitabı okudu