Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kur'an'ın Anlamı ve Tefsiri

Tefhimu'l-Kur'an - 3.Cilt (Büyük Boy)

Ebu'l A'lâ el-Mevdudi

En Beğenilen Tefhimu'l-Kur'an - 3.Cilt (Büyük Boy) Gönderileri

En Beğenilen Tefhimu'l-Kur'an - 3.Cilt (Büyük Boy) kitaplarını, en beğenilen Tefhimu'l-Kur'an - 3.Cilt (Büyük Boy) sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Tefhimu'l-Kur'an - 3.Cilt (Büyük Boy) yazarlarını, en beğenilen Tefhimu'l-Kur'an - 3.Cilt (Büyük Boy) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
(İsra suresi 97)
97 Allah, kimi hidayete ulaştırırsa, işte o, hidayet bulmuştur, kimi de saptırırsa onlar için O'nun dışında asla veliler bulamazsın.110 Kıyamet günü, biz onları yüzükoyun körler, dilsizler ve sağırlar olarak haşrederiz.111 Onların barınma yerleri cehennemdir; ateşi sükûn buldukça, çılgın alevini onlara arttırırız. Açıklama; 110. Bu ayette Kur'an ilâhî bir kuralı ortaya koymaktadır. Allah, sadece kendi hidayetine uymayı isteyen kimseyi doğru yola ulaştırır ve sapmak isteyenin de sapıtmasına izin verir. Bundan sonra Allah'ın hidayet kapısını kapadığı kimseyi doğru yola getirmeye hiç kimsenin gücü yetmez, çünkü o kimse inatçılığı ve sapıklıktaki ısrarı nedeniyle hidayetten mahrum edilmiştir. Şu açık bir gerçektir ki, eğer bir kimse hakka sırtını döner ve bâtıla bağlanırsa, dünyada onu bâtıldan çevirip hakka döndürebilecek hiç bir güç yoktur. Çünkü bu sapıklıktan sonra Allah böyle bir kimse için haktan daha da uzaklaşıp bâtıla daha çok sevgi duymasına neden olan vesileler yaratır. 111. Kıyamet gününde onlar kör, sağır ve dilsiz olarak diriltileceklerdir, çünkü onlar bu dünyada iken hakkı görmediler, hakkı duymadılar, hakkı konuşmadılar. Kör, sağır, dilsizler gibi davrandılar.
(İsra suresi 35,36,37,38,39)
35 Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam tutun ve dosdoğru bir tartıyla tartın; bu, daha hayırlıdır ve sonuç bakımından daha güzeldir. 36 Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunların hepsi ondan sorumludur. 37 Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin. 38 Bütün bunlar, kötülüğü olan, Rabbinin katında da hoş olmayanlardır. 39 Bunlar, Rabbinin sana hikmet olarak vahyettiği şeylerdir. Rabbin ile beraber başka ilahlar kılma, yoksa yerilmiş, kovulmuş olarak cehenneme bırakılırsın.
Reklam
(İsra süresi 16)
Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun 'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.18 AÇIKLAMA 18. Burada bir topluluğun Allah tarafından nasıl helâk edileceğinin bir planı yer almaktadır. Bir bölgenin zenginleri isyankar oldular mı, o topluluk mutlaka helâk olur. Devam edegelen isyanları ve haddi aşmalarından sonra, zenginler isyanda o denli direnirler ki vicdanın iç güdüsel duygularını bile yok saymaya başlarlar. Aynı olaya 16. ayette de değinilmektedir: "Biz bir ülkeyi helâk etmek istediğimiz vakit, onun varlıklılarına emrederiz ve orada itaattan çıkarlar." Bunun nedeni Allah'ın, insanın hidayeti için vicdanı yaratmış olmasıdır. Bu nedenle vicdanın söyledikleri gerçekte Allah'ın emirleridir. Bu nedenle "Biz bir ülkeyi helâk etmek istediğimiz zaman..." ayeti Allah'ın sebepsiz yere bir topluluğu helâk etmek istediği anlamına gelmez. O ülke helâk edilir, çünkü isyanlarından sonra "artık o memlekete azap hak olmuştur. Biz onu tamamen mahvederiz." Bu ülke helâk olmayı hak eder, çünkü sıradan insanlar, topluluğun önderleri ve topluluğun çökmesinin gerçek sorumluları olan zenginlere uyarlar. İlk önceleri zenginler, isyan, fesat, zulüm ve kötülükler işlerler, daha sonra da halk onlara uyar ve Allah'ın azabını üzerine çekerler. Bu, aynı zamanda her toplumun önderlerini ve yöneticilerini seçmede çok dikkatli ve titiz olması gerektiği konusunda da bir uyarıdır. Çünkü eğer önderler günahkâr ve isyânkar olurlarsa, kaçınılmaz olarak toplumu da felakete sürüklerler.
Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.(İsra suresi 13) Açıklama; "Biz herkesin kaderini (kısmetini) kendi boynuna doladık." "İyi şans veya kötü kaderin sebep ve sonuçları kişinin kendisindedir. İyi davranışları nedeniyle iyi bir şansa sahip olur ve bunların eksiklikleri nedeniyle de kötü olaylarla karşılaşır." Bu konuyu açığa kavuşturmak zorunluydu, çünkü kaderleri kendi iyi veya kötü amellerine bağlı olduğu halde akılsız insanlar talihsizliklerini hep dış güçlere bağlamışlardır. Eğer sebeplere inerlerse, talihlerinin kendi iyi veya kötü nitelik ve yargılarına bağlı olduğunu görürler.
"Siz melekleri, peygamberleri, azizleri ve benzerlerini sizin adınıza Allah katında şefaatçi sanıyorsunuz ve bu nedenle onlara tapıyorsunuz. Tamamen yanılgı içindesiniz, çünkü taptığınız ilâhlardan hiç biri sizin için hayırlı olanın veya olmayanın ne olduğunu bilmez; sadece Allah her şeyi işiten, her şeyi gören ve her şeyi bilendir. Bu nedenle O, razı olup dilediği kimseler müstesna, hiç kimseye şefaat ve aracılık hakkı vermemiştir."
Kur'an ve hadisler, tevbe etme ve özür dileme yerinin ahiret değil, bu dünya olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bu dünyada bile, ölüm alametleri görülür görülmez bu fırsat sona ermektedir. Çünkü kişi ölümün yaklaştığını anladığında, tevbe etmenin ve özür dilemenin bir anlamı olmaz. Günahlarına tevbe zamanı, kişi ölüm sınırına girer girmez sona erer, ondan sonra artık sadece ceza veya mükafat hükmü kalır.
Reklam
Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan etmekteyiz ve siz bize döndürüleceksiniz. Açıklama; Yani Allah, insanları daima ya fakirlik ya da zenginlikle imtihan edip sınamaktadır. İnsan, acaba zenginlik onu kibirli, kaba ve nefsinin kölesi mi yapacak, yoksa Allah'a şükür mü edecek diye denenmektedir. Diğer taraftan Allah insanların belirli ve helâl sınırlar içinde mi kalacaklarını yoksa üzüntü ve ümitsizliğe mi kapılacaklarını sınamak için onlara fakirlik belâsını vermektedir. Bu nedenle akıllı bir insan ne zenginlik ne de fakirliğe aldanmamalı; onların imtihan olduğunu göz önünde bulundurmalı ve bu imtihanı başarmaya çalışmalıdır.
Enbiya suresi 35Kitabı okudu
Bu Kitap, kendisine ilâhî bir kitap olarak teslim olan ve onu hayatın her yönünde takip edenler için bir yol göstericidir. Daha sonra bu Kitap onlara Allah'ın nimet ve lütuflarını ihsan eder ve onlara hüküm gününde Allah'ın mahkemesinden başarı ile çıkacaklarını müjdeler: Bunun aksine onu inkar edenler, sadece onun hidayetinden ve nimetlerinden mahrum olmakla kalmayacaklar, aynı zamanda kıyamet gününde Allah'ın Rasûlü onlara karşı şahitlik ettiğinde bu Kitabı da kendi aleyhlerinde bir şahit olarak bulacaklardır. Bu Kitap onlar aleyhinde çok kuvvetli bir delil olacaktır, çünkü Allah Rasûlü (s.a) onun hak ile bâtılı birbirinden ayıran mesajını onlara ilettiğini söyleyecektir.
"Ölüleri dirilten O'dur." Doğru kafa yapısıyla azıcık bir düşünce bile akıllı ve sağduyulu bir insanı, ölülerin her an gözümüzün önünde dirilip durduğu sonucuna götürecektir. Her insan "ölü" bir spermden yaratılmıştır. Daha sonra o, insanı yaşayan bir canlı yapan demir, kireç, tuzlar ve gazları ihtiva eden yiyecekler gibi "ölü şeyler"den hayat alır. Bir de çevremizdekilere bakalım. Rüzgar ve kuşlar tarafından oraya buraya saçılan çeşitli tohumlar ve toprakta ölü ve çürümüş bir halde duran çeşitli bitkilerin kökleri yağmur suyunu görür görmez canlılık kazanırlar. Ölülerin bu şekilde dirilmesi süreci her yıl yağmur mevsiminde gözlenebilir.
194 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.