Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tepedeki Ev Sözleri ve Alıntıları

Tepedeki Ev sözleri ve alıntılarını, Tepedeki Ev kitap alıntılarını, Tepedeki Ev en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölümün iştah gibi insan oğlunun dişinin dibinde, gölge kadar ayaklarının ucunda olduğunu bir kere daha görüyordum
Hoş kadın kısmı bu... Kıskançlık yapacak başka bir şey bulur ya... Evelsi gün kızdım da, bizimkini kolundan tuttuğum gibi şu bizim sofadaki büyük aynanın karşısına sürükledim. "Bak! dedim... Bu yaştan sonra şu halimle benim suratıma kim bakar?...
Reklam
Ticarethanede zamparalık eden felah bulmazmış...
Sayfa 101Kitabı okudu
Aşağıda baştan başa uzanan ova, güneş kapkara bir bulut altına girince gri bir renk almıştı. Çok ama çok uzaklardan tekerlek sesleri geliyor ve hat boyundaki bir karartının ardından pamuk gibi beyaz dumanlar yükseliyordu.
Hakikaten, yol arkadaşımın dediği gibi biz insanların en aşağımızla en üstümüz arasında bir buğday boyu fark yoktu...
İçimde, bu kaçıncı olmasına rağmen Istanbul'dan, bu güzel memleketten ilk ayrılış günümün o tarif edilmez hüznü vardı.
Reklam
Geride bıraktıklarına güler gibi küçük bir tebessüm, hafifçe aralanmış alt dudağının kenarına takılıvermişti.
Sayfa 114Kitabı okudu
O gece lodos poyraza çevirdi. Şehire mevsimin ilk karı düştü. Yeşil cubbalı, beyaz yağlı boyalı evin arka odasına yeni kurulan sobanın başında sıralanmış ev halkı, dışarıdaki dünyadan çok uzaklara, bambaşka bir âleme doğru yol almıştı.
Açık konuşmaktan artık korkmamalıyız... Bizler artık şuna kanaat getirmiş bulunuyoruz ki, bir toplumda zararlı dahi olsalar, fikirlerin karınlarda saklanması ifade edilmesinden çok daha fena neticeler doğurabilir.
Bir vakitler düşman sayarak tayyaresiyle beraber düşürdüğü bir adamın kızkardeşini şimdi dünyalar kadar seviyordu. Şu liderler olmasa insanlar pekâlâ birbirlerini sevebilirlerdi. Şu krallar, hükümdarlar yok muydu, sürüleri başıboş bıraksalar kimsenin burnu bile kanamazdı. Lakin böylesi hiç onların işine gelir miydi?
Reklam
Yollar bomboştu. Şehir bu haliyle beklenmedik bir zamanda çırılçıplak yakalanan bir kadına benziyordu. Az sonra gerinecek, yavaşça kalkacak, şurasını burasını toplayacak ve her günkü şeklini alacak. O alışık olduğumuz, hareketli, canlı ve renkli tavrını.
Muhakkak ki, şehirlerin de insanlar gibi birbirine benzemeyen uyanışları, sabahları var.