Testlerden oluşan canavarlarla her yıl farklı harflerle ifade edilen ve adına "sınav” denen arenalarda çarpışıyoruz. Adımızı, özgürlüğümüzü kazandığımız zaferlerimiz ve yıllarımızı buruşmuş kâğıttan çöpler misali heba eden yenilgilerimiz var. Kazanmak için giriştiğimiz boğucu antrenmanlar arasında en çok ihmal ettiğimiz şey ise kendimizden başkası değil. Peki ya testlerin konusu bizzat biz olsaydık nasıl olurdu?
Gençlik yayıncılığı alanında tecrübeli bir editör olan Müzeyyen Yıldız, "En iyi yol bildiğin yoldur” düsturuyla, insanlığımızı testlerin bir konusu haline getirdi. Test çözme hususunda hayli antrenmanlı olan gençler, kendilerini tanıma sürecinde başka bir yöntemle baş başa kalmasınlar diye…
Gelgelelim bu testler diğerlerine hiç mi hiç benzemiyor. Süre yok, zafer yahut yenilgi yok! Aynanın karşısına geçercesine geçiliyor testlerin karşısına ve aynada görünmeyen yanlar açığa çıkıyor. Üstelik bu kitap bizleri testlerin neticesiyle baş başa bırakıp kaçmıyor. Nereye odaklanmamız ve ne yöne doğru yol almamız gerektiği hususunda da tatlı bir şekilde yol gösteriyor bizlere. Çünkü sonuçlarda mükemmellik yok. Çünkü her halin bir eksiği mutlaka vardır ve eksiklere odaklanarak yol almak daha insancıldır.
