Tevekkül Bilinci

Seyyid Kutub

Tevekkül Bilinci Posts

You can find Tevekkül Bilinci books, Tevekkül Bilinci quotes and quotes, Tevekkül Bilinci authors, Tevekkül Bilinci reviews and reviews on 1000Kitap.
Allah'ın kanunlarına ve emirlerine itaat etmek, Rasulullah'a tabiiyet ve ahkamı Kur'an'a teslimiyet. İşte bu dinin en belirgin özellikleri ve bu özellikler olmadan asla gerçekleşmeyecek bir din…
İnsan varlığının hedefi budur.
Fıkıhçıların İslâm düşüncesinde bu anlayışın yeri olmadığı halde de"ibadet ismini verdikleri ve ibadet kavramını onlara özgü kıldıkları hareket türlerinin Kur'an-ı Kerim'de ele alındığı yerlere bakıldığında görmezlikten gelinmeyecek son derece belirgin bir gerçek açığa çıkar... Bu hareketlerin tek başına ele alınmadıkları ve fıkıhçıların "muamelat" adını verdikleri hareketlerden ayrı geçmedikleri görülecektir. Her iki hareket türünün de Kur'an'ın akışı içinde ve yönlendirme yönteminde birbirlerine bağlı olarak geçtikleri görülecektir. Çünkü bu da öteki gibi, "ibadet" sisteminin bir yönün oluşturmaktadır. İnsan varlığının hedefi budur. İlbadetin anlamının ve yüce Allah'ın ilah olarak bir kabul edilmesinin anlamının gerçekleşmesi budur.
Reklam
Yani Allah'ın dininden çıkmaktır.
"İslâm sisteminde, idari ve ekonomik düzenin, ceza yasasının, medeni kanunun, aile hukukunun ve bu sistemin içerdiği diğer yasaların bunun dışında bir gayesi yoktur." "İnsan hayatında ibadetin anlamını gerçekleştir mekten başka bir hedef sözkonusu değildir. Ama in-sanın hareketleri bu sıfatla nitelenemez, bu hedefi gerçekleştirmiş sayılamaz ki Kur'an bunun insan varlığının gayesi olduğunu belirtmektedir bu hareketler ilahi sisteme uygun olmadıkça... Çünkü ancak o zaman yüce Allah'ın ilahlıkta bir olduğunu vurgulanmış, kulluk, sadece O'na Yöneltilmiş olur. Aksi takdirde bu, ibadetin dışına çıkmaktır, çünkü kulluğun sınırlarını aşmaktır. Yani yüce Allah'ın istediği şekliyle insan varlığının hedefinden sapmaktır. Yani Allah'ın dininden çıkmaktır.
Hiç kuşkusuz bu İslâm düşüncesinden sapmadır.
İnsanın hareketlerini "ibadet" ve "muamelat" olarak ayırmak fıkıh eserlerinin yazılmasından sonra ortaya çıkmış bir meseledir. Bununla beraber ilk önceleri amaç, yalnızca ilmi eserlerin özelliği olan "teknik" bir ayırımdı. Maalesef bu ayırım İslâm düşüncesinde birçok kötü sonuçların doğmasına neden olmuştur. Bunun sonucu olarak da bir dönem sonra islâmi hayatın her alanında kötü etkileri ortaya çıkmıştır. Böylece "ibadet" sıfatı nın insanların kafalarında "ibadet fıkhının" ele aldığı hareketler olduğuna ilişkin bir düşünce uyandı. Bu hareketlerin "muamelat fıkhının" ele aldığı hareketler olduğuna ilişkin bir düşünce uyandı. Bu hareketlerin "muamelat fıkhının" içerdiği ikinci tür hareketlerden ayrı oldukları düşüncesi doğdu. Hiç kuşkusuz bu, İslâm düşüncesinden sapmadır. Bunun ardından İslâm toplumunun hayatının her alanında sapmaların baş göstermesi kaçınılmaz olmuştur. "İslâm düşüncesine göre insanın hiçbir hareketi yoktur ki, "ibadet" kavramının kapsamına girmesin, ya da bu sıfatın gerçekleşmesi istenmesin. İslâm sisteminin ilk ve son amacı "ibadet"in anlamını gerçekleştirmektir."
Kendilerini müslüman sanırlarken şirke düşebilirler.
İnsan psikolojisi Allah'a kulluk etmenin emredilmesi, onun dışında kulluk edilecek bir ilahın olmadığının vurgulanması ile yetinmiyor. Tek başına Allah'a kulluk etmeye ilişkin emrin içeriğinden çıkan dolaylı anlamın yanında, Allah'dan başkasına kulluk etmenin de açıkça yasaklanmasını da gerektiriyor. Çünkü gün gelir insanlar Allah'ı inkâr etmedikleri, O'na kulluk etmekten vazgeçmedikleri halde, O'nunla birlikte başkasına da kulluk edebilirler. Kendilerini müslüman (!) sanırlarken şirke düşebilirler. İşte bu yüzden Kur'an-ı Kerim tevhid gerçeğini emir ve yasağa birlikte yer vererek ifade etmektedir. yekdiğerini desteklesin diye. Böylece birçok çeşidi bulunan şirkin nüfuz edebileceği bir delik bırakılmayacak şekilde vurgulu olarak dile getirilmektedir bu gerçek.
İman ve Kardeşliktir.
Yüce Allah ehl-i kitaba herhangi bir konuda başvurmaktan, onlara itaat edip uymaktan sakındırdıktan sonra, müslüman cemaate seslenmekte ve onları, hayatlarının ve metodlarının üzerine bina edildiği Allah'ın kendilerine bahşettiği ve kendilerinin de O'nun uğruna varettiği yüce emaneti yüklenebilmeleri için gerekli olan iki temel kural ile yüz yüze getirmektedir. Herbiri sürekli diğerinin varlığını gerektiren bu iki temel kural: İman ve Kardeşliktir. Allah'a iman, O'ndan korkup hayatın her anında O'nun kontrolünde olduğunu bilme... Ve müslüman cemaatten, beşer hayatında ve insanlık tarihinde üstlendiği "İyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymak, hayatı kötülüğün kirinden arındırıp iyilik esası üzerine kurmak" rolünü yerine getirebilecek, canlı, kuvvetli ve dayanıklı bir bünye meydana getiren, Allah uğruna kardeşlik.
Reklam
Bu yolda atılacak ilk adım.
Bu yolda atılacak ilk adım, yüce Allah'ın tekrar insanlığa önderlik yapmasına izin verene kadar, bu metodun temiz ve sağlam kalması için diğer metodlardan ayrılıp ortaya çıkmasıdır. Bu hayat metoduna inananların da çevrelerindeki cahiliyye belasına hiç bir konuda yönelip başvurmamaları gerekir. Yüce Allah kullarını, şurada burada cahiliyyeye çağıran insanlık düşmanlarının eline bırakmayacak kadar merhametlidir. İşte yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'inde müslüman cemaate telkin etmeye irade buyurduğu ve Hz. Peygamberin de sağlam öğretisiyle öğretmeye özen gösterdiği hakikat budur.
Korkunç bir uçuruma doğru yuvarlandığına da şahid olunacaktır.
Bizler insanlığın içinde bulunduğu kötü durumu görüyor ve içinde yüzdüğü kokuşmuş bataklığın iğrenç kokusunu duyuyoruz. Evet, görüyorsunuz... Şuracıkta, kızgın çölde bitkin düşenler için yüce ufuklarda açılan kurtuluş sancağını ve bu çirkef bataklıkta boğulanlar için beliren parlak ve temiz yücelikleri fark ediyorsunuz. Aynı zamanda, şayet insanlığa önderlik bu ilahî metoda devredilmezse insanlığın bütün tarihi ve değerleriyle korkunç bir uçuruma doğru yuvarlandığına da şahid olunacaktır.i
İşte bu durumda olan insanlığı, bazı insanlar Allah'ın doğru yola ileten metodundan yoksun bırakmaya çalışarak; bu metodu anlamaya çalışmayı, geç miş bir tarihî döneme özlem olarak değiştirip "gericilik" diye isimlendiriliyorlar. Böylece onlar cahillikle- rinin veya kötü niyetlerinin ürünü bu davranışlarıyla insanlığı, gelişme ve ilerlemeye sevk edecek, barış ve huzur ortamına götürecek biricik hayat metoduna sahip olmaktan yoksun bırakıyorlar. Ancak bu hayat metoduna inanan bizler, neye çağırdığımızı çok iyi biliyoruz.
Allah'tan uzaklaştıran bir hale gelmiştir.
Binaenaleyh manevi boşluk insanlığın bitkin kalbini kemirmekte ve şaşkınlık yorgun ruhunu tehdit etmektedir. Çağ onun gittikçe Allah'tan uzaklaşmasına neden olmaktadır. Özellikle Allah'ın metodu doğrultusunda kullanıldığı sürece, elde ettiği her başarı, insanı daha çok Allah'a yaklaştırması gereken bilim bile, ruhunun sönüp dejenere olması nedeniyle insanı gittikçe Allah'tan uzaklaştıran bir hale gelmiştir. Bu yüzden insanlık, Allah'ın kendisine verip birçok yetenekler bahşettiği bilim aracılığıyla kendi varlığı hakikatinin amacını ortaya çıkaracak nuru bulamadığı gibi, kendi hareketleriyle kainattaki hareketleri, kendi fıtratlarıyla kâinattaki fıtratı ve kendisine hükmeden kanunlarla kâinatta yürürlükte olan tabiat kanunları arasında bir uygunluk oluşturacak metod da bulamamıştır. Aynı zamanda, güçleri ve enerjisi, ahireti ve dünyası, bireyi ve toplumu, görevleri ve hakları arasındaki ilişkiyi doğal kapsamlı ve kuşatıcı bir uygarlıkla düzenleyecek sistemde bulmuş değildir.
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.